Boğaza karşı anal keyfi arabada arka koltukta

Sosya medyada paylaş:

Meslek hayatıma başladığım şirketin işleri genelde İstanbul dışında oluyordu. Okuldan yeni mezun olduğum için şehir seçecek durumda olmadığımdan, tecrübe kazanmak amacıyla il dışında çalışmayı kabul ettim. Yaklaşık bir buçuk sene çalıştıktan sonra İstanbul’da iş yapan firmalara başvuru yapmaya başladım. İstanbul’da çeşitli taahhüt işleri yapan bir firmanın saha sorumlusu olarak işe başladım. İstanbul’da iş bulmuş olmanın verdiği enerjiyle geceli gündüzlü ve oldukça verimli çalıştım. Gel gör ki bu verim önce bana şirket içinde pozisyon ve maaş yükselmesi getirse de, Kocaeli’de atılım yapma niyetinde olan firmanın o bölgedeki ilk işinin başına getirilmemle sonuçlandı. Kısacası çok çalışıp, kısa zamanda yükselip yine İstanbul dışına çıkmıştım.

Yeni işle beraber yeni bir ekip kurulması gerekiyordu. Sahada çalışacak birkaç yeni mezun veya az tecrübeli sapı işe alsam da ofis kısmını saplardan kurmayı düşünmüyordum. Benle birlikte İstanbul’dan üç sap gelmişti zaten ofis için. O dönemde verdiğimiz ilanlardan geri dönüş yapanların işe yeterliliği dışında birde yaş ve fiziksel özelliklerine dikkat ederek üç güzel hanımı işe aldık. Seda isimli Kocaeli’nin yerlisi olan kızı muhasebeye almıştım. Yirmi yedi yaşında kumral, renkli gözlü, zayıf diyemeyeceğim ama kiloluda olmayan biriydi. Göğüsleri ve kalçası oldukça çıkıktı. Çay ocağına bakacak ve odacılık yapacak kişiyi yine yakın civardan, ilansız bulduk. Adı Meral olan bu kadın, iki evlilik yapmış, ikincisinden bir kızı olan, yüzü yaşının etkilerini gösteren fakat oldukça devasa göğüslerle, çok güzel ve küçük ayaklara sahip bir kadındı. Son olarak işe alınacak kişinin gözüme ve erkeklik duygularıma hitap etmesi riskliydi. Çünkü işi asıl yapacak kişi oydu. O yüzden cvlerin fotoğraflarından çok yeterliliklerine bakarak dört kişiyi görüşmeye çağırdım. Tabi yine üçü kadın biri erkekti. İçlerinden Nilüfer isimli, 170 cm boyunda kısa siyah saçlı, 50 kg yani oldukça zayıf ama uzun süre yüzme ile uğraşmış, kasları belirgin vücudu çok düzgün bir kızı işe aldım. 24 yaşındaydı fakat kendini oldukça geliştirmişti. İşler iyi gidiyordu. Yeni ekip işe alışmış, benle iletişimleri rahat, şirket para kazanmakta idi.

İş gereği gün içerisinde Nilüfer’le sürekli iletişim halindeydik. İlk bir kaç aydan sonra muhabbetlerimiz iş dışınaki hayatlarımıza da kaymıştı. Sevgilisinden yeni ayrılmıştı. Hatta ara ara konuşuyorlardı. Bizim sohbetlerimiz artık işten çıktıktan sonra akşam yemeklerinde devam etmeye başladı. Birkaç kez Kocaeli’nde akşam yemeğine çıktıktan sonra caddede bir mekan bildiğimi, ona gitmeyi önerdim. O akşam oraya gidecektik. Kocaeli-Kadıköy arası akşam trafiğinde bir-bir buçuk saat sürebiliyordu. Altımızda şirketin saha ekiplerinin gün içerisinde kullandığı, akşamları teknik ekibin evlerine götürdüğü Fiat Doblo’lardan vardı. Yolda sevgilisiyle yaşadığı sorunlardan, sevgilisiyle aynı arkadaş çevresinde olmasından dolayı arkadaşlarının ayrılıktan dolayı onu suçladığından bahsetti. Neden ayrıldıklarını sorduğumda kaçamak cevap verdi. Epey üsteleyince gerçeği ya da gerçek dediği şeyi anlattı.

Nilüfer ile sevgilisinin ilişkileri arkadaş olarak başlamıştı. Aynı arkadaş grubuyla takılırken sevgili olmuşlar, iki sene yürütmüşlerdi ilişkilerini. Arkadaş grubundan yeni mezun olan birkaç kişi Antalya’da tatil planı yapmışlardı. Nilüfer bu plana katılmış ama sevgilisi çalıştığından o katılamamıştı. Antalya’da birkaç gün eğlendikten sonra bir akşam kırsal alanda çadır kurup Amerikanvari bir doğa gezisi planlamışlardı. Tabi şaraplar biralar içilmiş kafalar güzel olmuştu. O arkadaş grubu içerisinden başka bir kişiyle o gece yakınlaşmışlar, hatta çadırdan çıkıp açık havada yatmaya gitmişlerdi. Tabi alkolün etkisiyle önce biraz oynaşmışlar, ardından öpüşmüşler. Tabi adam olayı sonuna bağlamak için Nilüfer’in elbiselerini çıkarmış, önce amına sokmayı denemiş, Nilüfer itiraz edince götünden yapmaya çalışmış. Bir süre debelendikten sonra herif tam girecekken Nilüfer çığlık atmış, adamda bunu bırakmıştı. Bu olaylar arkadaş grubu içerisinde duyulunca sevgilisinin kulağına gitmiş, Nilüfer kötü kadın olarak kalmıştı. Yani Nilüfer’in “Ben hiç bir şey yapmadın, iş bana kaldı.” diye anlattığı buydu.

Tüm bu olaydan anladığım bakireydi, anal da yapmamıştı, sevgilisi yoktu. Bu olayı anlatıp bitirdikten sonra hüzünlendi, sessizce yan koltukta oturuyordu. Moralini düzeltip onun yanında olduğumu anlaması için aslında yanlış olan bir şey yapmadığı telkinlerinde bulunuyordum. Yaslandığı koltuktan kafası benim tarafıma düştü. Sağ kolumla kafasını koltuk altıma alıp;
– “Gel buraya kız. Sana daha çok ihtiyacımız var. Üzülmene değmez, yeni arkadaş bulursun, iş hayatında istemediğin kadar arkadaşın olur” dedim.


– “Sen de bana sadece iş için moral veriyorsun” dedi.
Kafası koltuk altımdaydı. Konuşmak için kafasını kaldırdığında burnu dudaklarımın hizasına gelmişti. Bir an göz göze geldik, hala araba kullanıyordum ama kış olduğundan hava kararmıştı. Kafamı hafif eğip dudaklarına yumuldum. Kısa süre öpüp kafamı yola çevirdim. Hızla sağ şeride geçip bir kamyonun arkasına takıldım. Kolumun altında sessizce bekliyordu. Bir gözüm yolda, yine dudaklarına yapıştım. Zaten nerdeyse Dudullu gişelerine gelmiştik. Trafik durduğunda öpüşmeyi bırakıyor, hareket ettiğimizde yine öpüşüyorduk. Caddeye gitmektense Anadolu hisarına gitmeyi teklif ettim. Çocukluğum Avrupa yakasında geçse de Anadolu yakasında hisarın oralarda sakin manzaralı, kafa çekilecek bir yer biliyordum. Zaten fikir söyleyecek hali yoktu. “Tamam.” dedi. Öpüşe öpüşe sahile indik. Otobüs duraklarının oraya arabayı çektim.

Arabayı çektiğim yerden köprü görünüyordu. Çevre sakin sayılırdı. Yolda yanlarından geçtiğimiz başka bi arabada içki içen yaşlı adamlar ve arabayı yanaştırırken farların aydınlattığı başka bir arabada bir çift görmüştük. Arabaların arasında epey mesafe vardı. Saat daha dokuzdu ve yoldan geçenler oluyordu. Tekrar dudaklarına yumulduğumda elimi göğüslerine attım. Sutyeninin içerisine elimi soktum. Yılların sporu işe yaramış, çok büyük olmayan ama taş gibi bir memesi ve leblebi kadar bir başı vardı. Bir elim kalçasında bir elim göğsünde bir süre öpüştükten sonra elini tutup sikime götürdüm. Pantolonumun üzerinden sikimi okşuyor, bende sutyenini çıkartmış göğüslerini yoğuruyordum.

Elimi pantolonunun içerisine soksam da oturur vaziyette olduğundan deliğine ulaşamıyordum. Pantolonumun düğmelerini açmasını söyledim. Sadece fermuar bölümündekileri açıp parmaklarıyla penisime dokunuyordu. Elimi götünden çekip kemeri çözdüm, düğmeleri açtım, pantolonumu sıyırdım. Boxerı kaydırıp taşlaşmış sikimi çıkardım. Elini tutup sikimin üzerine koydum. Nilüferin daha önce penis gördüğünü anlatmış olsa da handjobu bilmesine şaşırdım. Sikimi kavrayıp aşağı yukarı sıvazlamaya başladı. Bende dudaklarına yumulup pantolonunu sıyırmaya uğraşıyordum. Oturduğu için pantolon yeterince açılmıyordu. Öpüşmeyi kesip, kafasını göğsüme bastırdım. Sonra daha aşağıya. Sikime yaklaştıkça ne yapacağını anladı.
– “Yapamam.” dedi.
– “Neden?” dedim.
– “Daha önce yapmadım. Ne yapacağım?” dedi.
Elini sikimden kaldırdım. İşaret parmağını ağzına soktum.
– “Dondurma yalar gibi yala parmağını.” dedim.
Parmağını ağzına sokmuş emiyordu. O emmeye devam ederken parmağını sokup çıkardım.
– “İşte böyle. Hem emeceksin, hem dilini gezdireceksin hem de sokup çıkaracaksın.” deyip kafasını sikime bastırdım.

Sikimi gövdesinden avuçladı. Başını ağzına sokup yalamaya başladı. Dediğimi yapmıyordu ama blowjobu bildiği ve daha önce yaptığı belliydi. İnanılmaz zevk alıyordum. Hem vakumluyor hem de eliyle sıvazlıyordu. Dizlerini koltuğa koyup , kasıklarıma eğilmesini söyledim. Şimdi yan koltuğa dizlerini koymuş kafası kasıklarıma doğru olacak şekilde domalmış, ağzı ve eliyle gayet profesyonel şekilde blowjob yapıyordu. Elimi pantolonuna atıp sıyırdım. Dantelli iç çamaşırlarından vardı. Elimi çamaşırın arasından sokup amının dudaklarına ulaştım. Dışı arpa boyu kıllanmış ama iç dudakları küçük, dış dudakları şişmiş amına dokundum.
– “Yapma.” dedi ağzındakini çıkarıp.
– “İçine sokmayacağım.” dedim. Kafasını tekrar kasıklarıma bastırdım.

Dantelli çamaşırı götü tamamen saranlardandı. Elimi sıkıştırıyordu. Onu da sıyırdım. Sporcu götü diye bir şey var ve bu kızın ki ondandı. Büyük değil. Yayılmış değil. Ama dolunayın dünyadan görünüşü gibi, tam yuvarlak ve sert. Elimi klitorisine attım. Amının dışı hiç ıslanmamıştı ama dudaklarını ayırmamla vıcık vıcık klitorisi elime geldi. Çıkık başlıydı. Dokunmamla götünü sıkması bir oldu. Ağzına verdiğim sikimi daha derinlere sokuyor, bende klitorisiyle oynuyordum.

Kafasını taşaklarıma bastırdım, sikimi elinden bıraktı. Elini tutup sikime koydum, ne istediğimi anlamıştı. Taşaklarımı emiyor, eliyle de handjoba devam ediyordu. Daha önce ticari araca binenler bilir ön koltukları direksiyona doğru çekerseniz arkada çok geniş bir alan oluşur. Arka tarafa geçelim dedim. İtiraz etmedi.

Arabanın camları tamamen buğulanmıştı. İçeriden sadece köprünün ışıkları seçiliyordu. Saat on bir buçuk olmuştu. Arka tarafa geçince, ilk iş pantolonumu çıkardım, üzerimde gömleğim vardı, onunda düğmelerini açtım. Sonra onun pantolonunu külotuyla beraber çıkardım. Sırt üstü arka koltuğa yatırıp üzerine çıktım. Boynunu göğüsleri emiyordum. Sikim bacaklarının arasında kazık gibi olmuş, amının dudaklarına, klitorisine, deliğine çarpıyordu. Parmağımı götünün üzerine koydum. Gayet dar ve sert bir göt deliği vardı. Elimi amına atıp bir süre deliğinin etrafında gezdirdim. Islanan parmaklarımı yine göt deliğine dayadım. Yavaşça parmağımın ucunu sokup çıkarırken , dudaklarını boynunu öpüyordum. Orta parmağımı yarısına kadar sokup çıkarırken parmağım kurudu. Elimi tükürükledim, tekrar dedliğine soktum. Götünü parmaklamamın acı verdiği kendini sıkmasından belliydi. Ama onu öpüyor olmam, sikimin klitorisine dokunması, üzerindeki erkek ona keyif veriyordu. Ara ara elimi tükürükleyip götünü genişletmeye çalışıyordum. İki parmağımıda bir süre deliğine sokup çıkardım.


Bacaklarını karnına doğru katlayıp, sikimi götünün deliğine dayadım. Delik hala çok ufaktı ve sikimin başı tam deliğe oturmuyordu. İki buçuk saatlik oynaşmadan sonra sikim kalbim gibi atıyordu. Taş gibi sertleşmiş sikimi hafif hafif götüne bastırdım. Deliği bulmuş ve yara yara giriyordu. Bir iki gir çık yaptıktan sonra çıkartıp son bir kez tükürükledim. Götünün küçücük deliğine bir kere de tamamını soktum. Acıdan inledi. Aldırış edecek durumda değildim. Yavaş yavaş çıkarıp sokuyordum. O kadar dar ve kaygandı ki deliği, kafasına kadar çıkarıp yine sokuyordum.

Nilüfer vajinasına hiç penis almamış olabilirdi ama götü kesinlikle bakire değildi. Nerdeyse yirmi-yirmi beş dakika götünü pompaladım. Hayatımda en çok zevk aldığım göt deliği Nilüfer’e aittir. Nilüfer’in kendi gibi deliği de rahatlamıştı. Arabada olduğumuzdan hızlı pompalayamıyordum ama boşalacağımı da hissetmiştim. Artık kim fark edecekse etsin umurumda değildi. Bacaklarını baldırlarından tutup göğsüne bastırdım, götü sikimin tamamını alabilecek şekilde karşısında duruyordu. Artık kan pompalanmasından patlayacak gibi olan sikimi köklememi bekliyordu. Hızlı hızlı vurmaya başladım götüne. Zaten koç taşağı kadar büyük olan taşaklarım, boşalma arefesinde iyice şişmiş, alttan beline vurdukça sızı yapıyordu. Araba sallanıyordu ama artık umrumda değildi. Başından beri sessiz inlemelerle götüne aldığı yarrağım, Nilüfer’e acıdan çığlık attırıyordu. Birkaç dakika içinde gecenin başından beri taşaklarımı şişiren, sikimi duvara çakılacak kadar sertleştiren döllerim Nilüfer’in o en tatlı deliğinin içine akmaya başladı. Pompalamayı bırakamadım. Nerdeyse tamamı boşalana kadar daha sert vurmaya devam ettim. Acıda götünü sıkan Nilüfer istemeyerekte olsa sikimin sütünü götünün deliğine sağmıştı. Öyle çok ve uzun boşaldım ki kendime gelince kızın üzerine yığıldım.

Sessizce altımda bekliyor. Yanağıma öpücükler konduruyordu. Kendime geldikten sonra üzerinden kalkıp, oradan gitmemiz gerektiğini düşündüm. Arabanın sallantısını, Nilüfer’in çığlığını birileri duymuş olabilirdi. Doğrulurken yavaş demişti. Haklıydı da. Nerdeyse yarım saattir götüne kazık gibi sikim girip çıkıyordu. Yavaş yavaş sikimi çektim. Başının çıkmasıyla beraber döllerim henüz kapanmamış göt deliğinden koltuğa süzüldü. Kalkmamasını söyledim. Bir peçete alıp eline verdim. Daha önceki tecrübelerinden olsa gerek ne yapacağını biliyordu. Önce deliğin etrafını sildi. Sonra buruşturup deliğine sıkıştırdı.

İkimizde doğrulup, üzerimizi giydik. Ön tarafa geçip sigara yaktım. Göğsüme yattı. Çok acıdığını, bu kadar acıyacağını tahmin etmediğini anlatıyordu. İçimden seni daha önce siken becerememiş sikmeyi, yalancı kahpe diye geçiriyordum. Kendisine bunun normal olduğunu götünden daha önce yapılmadığı için alışık olmadığını anlattım.

Artık geri dönmemiz gerekiyordu. Yolda elini alıp sikimin üzerine koydum fakat taşaklarım fena halde ağrıyordu. Sağ şeride geçip yavaşladım. Düğmeleri açıp sikimi çıkardım. Kafasını alıp direksiyonun aldından sikime bastırdım. Bir iki “Napıyorsun?” falan dediyse de sikime yumuldu. Kız ben hayatımda yapmadım demek için çok iyi blowjob yapıyordu ama taşaklarım fena ağrıyordu. Biraz yaptıktan sonra bıraktı bende devam etmesini istemedim.

Aynı şirkette onun amiri olduğumdan ilişkimizin duyulması sıkıntı olurdu. Günlük kiralık evlerde, onların ev boşken, bizim ev boşken, bir kere de dört günlük bayram tatili boyunca beraber olduk. Hatta bir kere kardeşleri uyurken evlerine aldı beni, onu da sonra anlatırım. Şirketin Kocaeli’deki işi bitince ben İstanbul’a geçtim o şirket değiştirdi. Bir süre daha gizlenmemize gerek kalmadan görüştüysek de ben başka biriyle ilişkiye başladım. Bir süre sonra da ilişkimiz tamamen koptu. Bu süre içerisinde amından yaptığımızda kan gelmedi. Her kaşar gibi önce neden olduğunu bilmediğini, doktora gideceğini söyledi.

Geldiğinde de her kezban gibi bisiklet hikayesi anlattı.