TV kanalında mesajla tanıştığım hatun
Merhabalar… Ben Hakan. 34 yaşında kendi işiyle meşgul biriyim. İki yıl öncesiydi.. Bir arkadaşımın öve öve bitiremediği ve çok hatun düşürdüğünü iddia ettiği TV mesajı olayını merak etmem ve daha sonrasında benimde bu merakla uydudaki TV kanalına mesaj göndermemle başladı her şey..
TV kanalına ilk defa mesaj göndermiş olmanın verdiği heyecan ve arkadaşımın anlatımlarının gerçek olup olmadığı düşüncesiyle beklerken
birden alt yazı şeklinde kendi gönderdiğim mesajı müzik kanalında gördüm.. Heyecanım giderek artmaya başlamıştı..
Telefonuma ardı ardına çağrılar gelmeye başlayınca arkadaşın anlattıklarına inanmaya başladım.. Hepsi sadece çağrı atıp benim aramamı bekliyorlardı. Çağrı atanlar o kadar çoğalmıştı ki hangisini aradım, hangisini aramadım karıştırmaya başlamıştım. Arayanların çoğu evli veya dul ev kadınlarıydı ancak özellikle Bursa civarı bayanların aramalarını rica ettiğim halde uzak şehirlerden arayanlar vardı… Artık bunaldım derken telefonum uzun uzun çaldı. Hayret ilk defa biri kendisi arıyor dedim.
Telefona cevap verdiğimde karşıdan oldukça tatlı bir ses tonuyla konuşan bir kadın merhaba dedi. İsmi Seval’di. Seval Bursada oturan, 26 yaşında 1 yıllık evli biriydi. Henüz çocuğu yoktu. Anlattıklarına göre nişanlılık döneminde nişanı atmaya niyetlenirken nişanlısının tecavüz etmesi nedeniyle mecburen nişanlısıyla evlenmişti. Kendisi özellikle söylememesine rağmen anladığım kadarıyla ona karşı kin besliyor bir bakıma öc almak istiyordu..
Bir kaç gün telefon görüşmesinden sonra görüşmeye karar verdik. Ben dışarıda görüşebileceğimiz bir yer ararken o evine gelebileceğimi, kocasının sürekli gece çalıştığını söyledi. Baştan karşı çıksam da sonraları kabul ettim… Kocası gece saat 12:00 de işe gidecek, Seval eşi çıkınca telefon açacak bende 5 dakika içerisinde evde olacaktım…
Beklediğim telefon nihayet geldi… Yusuf yusuf durumları olmasına rağmen “ulan mamcık sen nelere kadirsin” direkten yola koyuldum.. 5 dakika sonra evinin önündeydim ancak arabamı nolur nolmaz diyerek bir arka sokağa parkettim.
Yavaş adımlarla apartman merdivenlerinden yukarı çıktığımda kapıyı açmış beni bekleyen 165 oylarında, hafif balık etli, beyaz tenli ve çok güzel biriyle karşılaştım.. Seval’de bendeki heyacanın onda biri yoktu. O yüzden “ilk defa
intikam almıyor heralde” dedim içimden 🙂
Neyse içeri geçtip koltuğa oturdum.. Bana özel ince askılı, dekolteli, etek boyu oldukça kısa bir elbise giymişti.. Göğüsleri elbiseden fırlamamak için zor duruyordu sanki…
Hiç birşey konuşmadan direkt yanıma gelerek dudaklarıma yapıştı.. Dolgun dudaklarını o kadar maharetli bir şekilde kullanıyordu ki o ana kadar bu denli ateşli öpüşen biriyle karşılaşmamıştım.. O dolgun dudaklar bir dakika sonra benimkinin ucuna gelip yalamaya başladığında marifetini daha iyi anlamaya başladım.. O kadar iştahla yalıyordu ki sanki hayatı boyunca bir daha mik yalayamayacağını söyleseler ancak böyle yalardı..
Beni bile kontrol altına almış, sadece izin verebildiği kadar ilerliyordum… Ellerim yavaşça bembeyaz göğüslerinde gezinmeye başladığında hafif iniltilerle cevap vermeye başladı. O kadar diri ve büyüklükte göğüslerdi ki elime sığmıyor taşıyordu… Dilim göğüslerinde daireler çizerken iniltiler çoğalmış nefes alıp verişleri hızlanmaya başlamıştı.
Hızlı bir hareketle az önce yaladığı mikime oturmak için kucağıma yanaştı… Eliyle benimkini yerleştirip milim milim içine oturmaya başladığında kendinden geçip gözleri kaymaya başlamıştı bile.. Yavaş yavaş hızlanmaya başlayıp üzerinde zıplamaya başladığında çığlıklarının duyulmaması için dudaklarını ısırıyordu… O şekilde yaklaşık 10 dakika gidip geldikten sonra bana dönüp “bir dakika bekle geliyorum” diyerek diğer odaya gitti.
Geri döndüğünde ise elinde bir fotoğraf çerçevesi ve çerçevede de düğünde çektikdikleri gelin damat fotoğrafı vardı. Sonra fotoğrafı TV ünitesinin üzenine koyup fotoğrafa yüzü gelecek şekilde domaldı ve bana dönerek “Bu fotoğrafa karşı sik beni” dedi…
Ben olayın şokunu üzerimden atmaya çalışırken bir taraftan önümde domalmış o koca kalçalara bakıyor diğer taraftan o kalçaların arasından benimkini yerleştirmeye çalışıyordum… Yavaşça gidip gelmeye başladığımda iniltiyle karışıkık fotoğrafa karşı “bak siktiriyorum, gelde gör karını sikiyorlar” şeklinde konuşuyordu. Onun konuşmaları beni daha çok tahrik etmeye başlamış bununla birlikte gidip gelmelerim hızlanmaya başlamıştı.. O geniş kalçalarını bi taraftan tokatlıyor, uzun saçlarından kavrayıp kendime doğru çekiyordum..
Artık dayanacak gücüm kalmadığını anladığımda oşalacağımı söyledim, ani ir hareketle arkasını dönüp yüzünü benimkini hizasına getirip dilini dışarı çıkartarak ağzına boşalmamı istedi.. Büyük bir patlamayla yüzünüe boşalırken, çenesinden süzülüp damlayan sipermler dolgun göğüslerine doğru akıyordu..
Kısa bir dinlenme ve sigara faslından sonra tekrar bir posta daha atıp koltuğun üzerine yığıldık.. Artık tüm gücümü tüketmişti.. Hepsi bir kenara eşinin çalıştığı iş yeri eve 500 metre uzaklıkta olduğu için içimdeki yusuf yusuf
sesleri artık kalkmam gerektiğini söylüyordu..
İstemeyerek de olsa giyinip evden ayrıldım… O günden sonra bir daha görüşmeme kararını baştan aldığımız için bir daha görmedim ancak kendisi hatıralarımın arasındaki en nadide yerini aldı. O gün ilk defa TV mesajıyla denk gelen bu güzellikler sonraki TV mesajlarımda da devam etti. Onları da yakında paylaşırım…