Hacı amcaya götte verdim sonunda

Sosya medyada paylaş:

Merhabalar, adım deniz 28 yaşındayım. Anlatacağım olay 6 sene önce başımdan geçti. Öğrencilik zamanlarımda aynı evi paylaştığım arkadaşlarımla anlaşamayıp kendime ev bakmaya karar verdim. Param çok kısıtlı olduğu için bir türlü istediğim gibi ev bulamadım. En son Kurtuluş tarafında bir apartmanın bodrum katını buldum. Tek oda, küçücük bir mutfak ve banyosu vardı. karanlık, izbe bir yerdi. Ev sahibi hacı amca 67 yaşında ama zinde görünen bir adamdı. bana evi gezdirdi, yatak ve dolap gibi 3-5 parça eşya da vardı evde. Saçlarım uzundur ve kadınsıyımdır.

Hacı amca bana evi gezdirirken bakışlarındaki o aç ve iştahlı ifadeyi farkettim. daha önce sadece kuzenimin olmuştum. gizli yaşadığım için de böyle şeyleri alenen belli edemiyordum. Ancak garip bir şey oldu, adamın bacaklarıma ve kalçalarıma büyük bir iştahla bakması hoşuma gitti. Evi tutmak üzere anlaştık, ben bavulumu yerleştirmeye başlarken ev sahibim de bir üst kattaki evine gitti.


İyi değildim. adamın bakışlarından çok etkilenmiştim. biraz düşündükten sonra şansımı denemeye karar vermiştim. Hacı amca dul bir erkekti. Karısını kaybedeli 1 sene oluyordu. Evi tutarken ettiğimiz sohbette bana bunları söylemesi cesaret veriyordu bana ama bir yandan da emin olamıyordum. Çünkü aynı zamanda ne kadar sinirli ve sert bir adam olduğunu da anlatıyordu. O gece kendime hep şunu telkin ettim: sakın yaramazlık yapma. kendini bir kadın gibi hisset. ertele..


Ertesi gün dışarıya çıkıp biraz alışveriş yaptım. Uğradığım ilk yer bir iç çamaşırı mağazasıydı. Siyah bir jartiyer takımı ve siyah saten bir gecelik aldım. Tayt ve külotlu çorap da. Tabii gizli olduğum için bunları sanki kız arkadaşıma alıyormuş gibi davranıyordum. Bir tane de kiloş siyah mini bir elbise beğendim. Hepsini hediye paketi yaptırdım 🙂 Siyah külotlu çorabımı ve külodumu giydiğim fotoyu aşağıda ekliyorum 🙂 Mağazadan çıktıktan sonra berbere girip sinek kaydı tıraş oldum. Sırada market ve ucuzluk pazarı vardı. marketten ağda ve 1-2 paket jilet, ucuzluk pazarının makyaj bölümünden de takma tırnak, ruj, oje ve göz kalemi aldım.

Hazırlanmam için her şeyim tamamdı artık. Önce bacaklarımın jiletle alamayacağım kısımlarını ağda yaptım. Kalan kısımları da jiletle halledip tamamen parlak oldum. külodumu ve çorabımı ayağıma geçirdim, üzerine de kilo siyah mini elbisemi..


Hacı amcanın telefonuna mesaj attım: “Merhaba 🙂 çok güzel yemekler yaptım, akşam yemeğe bekliyorum, evsiz kalmış bir gencin küçük teşekkürü olsun :)” Kibar ve kırılarak attığım bu mesajın cevabını beklerken, üzerime normal günlük kıyafetlerimi giymeyi de ihmal etmedim tabi 🙂 Mesajıma cevap gecikmedi, hacı amca beni aradı ve ” sen n’aptın öyle yaa, elinden böyle şeyler gelir miydi.” dedi. Evet dedim, ben bayılırım mutfakta vakit geçirmeye. akşam 8 gibi bekliyorum.


Saat 8’e 10 kala kapıyı çalmasından anladım ki, olay tam da benim istediğim gibi gidiyor 🙂 Hacı amca kapıdaydı. elinde 1 kilo baklava, sırıtarak ” ne zahmet ettin yaa, aslında bizim seni ağırlamamız lazım” dedi. Ortada zahmet filan yoktu aslında, hazır çorba, salçalı makarna, ve ton balıklı salata… Ama hacı amca yemeklerime sanki saray yemekleri gibi muamele edince bana asıldığını anladım 🙂 Kalbim çarpmaya başladı. Bir yandan konuya girmek istiyordum ama bir yandan da kendi kendime “erkek olarak o hamle yapmalı” diyordum. Yemekten sonra eski kanepeye geçtik oturduk. Demlediğim çayı getirdim ve sohbet etmeye başladık. Bu arada onu tahrik etmek için türlü yaramazlıklar yapmayı kafama koymuştum. Bir bahaneyle eğilip yerden bir şeye uzanıyormuş gibi yapıyor ve domalıyordum.


Lipstick sürdüğüm dudaklarım da hafiften parlıyordu. Banyoya gidip çok hafif bir kalem çektim gözüme. (gözlerim yeşildir:)) İyice kırıtmaya başlamıştım adamla konuşurken. O da bunu farketmişti elbette, gözleri sürekli bacaklarımda ve kalçalarımdaydı. “Şimdi bir televizyon almak lazım buraya” deyince ” aslında laptop var ama param olunca alabilirim” dedim. Benim evde fazladan var, onu buraya getirtirim dedi hacı amca. ve ekledi: para pul işlerini de kafana takma, her şey para demek değil ya…


Konuya girmenin tam zamanıydı. Ama olmaz ki deyiverdim. Bunun altında kalamam. Bir şekilde teşekkür etmek istiyorum sana.


Adam iyice gevşemişti. Ağzını yayarak gözlerini kırptı ve “edersin rahat ol” dedi. Yaklaşmaya başlamıştı. Eli kanepede benim omuzlarımın üzerinde bir yerde duruyordu. Saçlarıma dokundu önce. Bayağı uzun zor olmuyor mu? deyince “napiim seviyorum” dedim. Bana hangi ortamlara takıldığımı filan sorunca da biraz ürkek ama kırıtarak ” her ortam olur vallahi hacı amca” diye gülümsedim.,


Saat 10 olmuştu. Bu adamdan hayır yok diye düşünürken ve tam umudu kesecekken ev sahibim: “ya sende bir kadın güzelliği var farkındamısın?” demez mi..


Kalbimin sesi 20 metreden duyulabilirdi. “Sikecek..” diye geçirdim içimden. Hacı amca sessizliğimi yanlış anlayıp “Yani kızmıyosun değil mi” diye sordu. “Aslında bunu bana hep söylerler. Başlarda kızıyordum ama sonradan alıştım. Hatta hoşuma bile gidiyor..”

Yalnızlık çok zor be deniz dedi hacı amca. İnsanın hanımı olmayınca her işi kendisi görüyor. Bunun üzerine ben de hacı amca aşkolsun ben ne güne duruyorum elimden geliyor nasılsa, senin işlerini ben yapayım dedim. Hacı amca hay sen çok yaşa olur olmasına da hanım sadece ev işleri için lazım değil ki diye gülümsedi.
Zaman gelmişti artık. Elimi pantolonunun üzerine kaydırıp, istersen o işleri de görebiliriz dedim. O ana kadar küfürsüz konuşan adamın içinden resmen bir ayı çıkıverdi. ” Ohh, gel seni güzel bir sikeyim” derken aynı anda kulaklarımı ve boynumu emip yalamaya başlamıştı.

İlk kez bir ön sevişme yaşıyordum. Hafif bir çığlık attım. Çok hoşuma gitmişti. Hacı amca çok hızlıydı. Ellerini göğsüme götürüp okşamaya ve sıkmaya başlarken bir yandan da olanca gücüyle alt dudağımı emiyordu.. Aşırı güçlüydü. Elinden zor kurtulup ayağa kalktım ve eşofmanımı yavaşça sıyırdım. altımdakileri görünce hayvan gibi böğürerek bir nida kopardı. Herşey kendiliğinden gelişiyordu artık. O ayağa kalktığında ben de diz çöküverdim. Fermuarını açtı, ağzıma almaya hazırlanmıştım ki…


Gözlerim büyüdü. Çok büyüktü. Kafası kocaman. “ayh bu ne ayol böyle” deyiverdim. Hacı amca bir kahkaha patlattı ve başımdan tutarak o at yarrağına doğru bastırdı. Zorluyordu ama yapacak bir şey yok, sadece kafasını soktuğumda ağzım doluyordu. “Ağzını iyice aç” diye emretti. Açabildiğim kadar açtım. Zorlamaya başladı. O kadar güçlüydü ki kurtulamıyordum. Öğürte öğürte ağzımda gidip gelmeye başlamıştı. Kusmamak için çırpınıyordum ki hırlama ve inlemeyle karışık bir çığlık atmaya başladı. Anlamıştım, çok kısa bir süre sonra boşalacaktı..


Boğazımda değil, ağzımın içindeydi artık. Ama her gidip geldiğinde direnmek zorunda kalıyordum. Ağzıma patladığında “mmmm” diye bir şeyler çıkarabildim ses olarak. 1 saniye, 2 saniye, 3 saniye..4,5..6.. adam hala boşalıyordu ağzıma.mayonez kıvamında ve ılık.. tam bitti derken bir ağız dolusu daha…
abartmıyorum adam nasıl bir abazaysa artık, ağzıma rahat bir çay bardağı dolusu patladı. İnleyerek. Hayvan gibi boşaldığı ağzımdan yarrağını çıkarttığında çenemin kenarlarından spermleri süzülüyordu. İşte o sırada beni korkutan bir şey söyledi: “onları yut sahın çıhartma yohsa boğazıngı keserün”


Hepsini yutturdu bana.. Kanepeye oturup “Tadını beğendin mi” diye sordu. Çok zorlanmıştım ama müthiş zevk almıştım. “Bayıldım kocacığım harikaydın” deyiverdim. Göğsüne başımı dayamıştım. “Şimdi bu ilk diye erken oldu.

Biraz dinleneyim normalde uzun sikerim seni de bağırta bağırta sikecem” dedi..
(devamı gelecek)