Babamın borcun için Rüstem amca ile birlikte oldum
Ben şu anda 20 yaşında biraz uzunca boylu ve düzgün bacaklı bir genç kızım. Sizlere 18 yaşında kızlığımı babamın ortağı Rüstem amcaya nasıl verdiğimi anlatacağım. Babam İstanbulda araba galerisi işletiyordu. İşleri çok iyiydi ve bizim çok rahat hatta çok lüks denilebilecek bir hayatımız vardi. Bir zaman sonra babamın işleri yolunda gitmemeye başladı. Önce evlerimizden birkaçını satarak atlatmaya çalıştı ama olmadı. Daha sonra yanına Rüstem adında 55 yaşlarında bir ortak aldı. Bir sure böyle devam etti.
Aslında ben bu Rüstem amcadan hiç hoşlanmamıştım. Ben giyim konusunda rahat birisiyimdir. Sıcak havalarda genellikle şort ya da mini etek giyerim. Babamın iş yerine her ziyaret ettiğimde üzerimde mini etek varsa Rüstem amcanın gizli gizli çaktırmadan bacaklarıma baktığını görürdüm. Derken gel zaman git zaman babamın işleri yine bozulmaya başladı. Rüstem amcanın ekonomik durumu oldukça iyiymiş. Katları, yazlıkları, çiftlikleri bir sürü serveti varmış. Bu zor günlerde babama yüklü denilecek tarzda bir borç verdi. Altı aylık da bir senet yaptılar. Altı ay su gibi geçti ve babam bu aldığı yüklü borcu ödeyemedi.
Aylardan Mayıs idi ve biz okulun düzenlediği bir haftalık bir okul gezisine gitmeye hazırlanıyorduk. Gezi parası istemek için babamın iş yerine uğradım. O gün benim üzerimde pembe renkli bir mini etek ve dizlerime kadar gelen siyah bir çorap vardi. İş yerine vardığımda Rüstem amca ile babam tartışıyorlardı. Rüstem amca borcun gününün geçtiğini, babam parayı ödemezse icraya verip elimizdeki her şeyi alacağını söylüyordu. Ben içeri girdiğimde tartışmayı kestiler. Babam bana niçin geldiğimi sordu. Ben de bir haftalık okul gezisi için para almaya geldiğimi, ama tartışmayı duyduğumu onun için böyle bir durumda geziye falan katılamayacağımı söyledim. O anda Rüstem amca söze girerek “Ceren kızım sen bize kulak asma biz babanla tartışırız da gülüşürüz de bir şekilde anlaşırız, sen gezinden falan kalma” deyip bana cebinden yüklüce bir para uzattı.
O an tereddüt ettim babama baktım, babam başıyla onayladı ben de Rüstem amcanın uzattığı parayı aldım. Rüstem amca bana gezinin hangi gün başlayacağını sordu ben çıkarken. Cumartesi sabahı otobüsümüzün hareket edeceğini ve bir hafta sonra cumartesi günü geri döneceğimizi söyledim. O gün günlerden perşembeydi. Ben babamın iş yerinden çıkarken babam tuvalete gitti Rüstem amca beni kapıya kadar uğurladı. Ben oradan ayrılmadan önce babamla arasında ciddi sorunlar olduğunu ama benim bu sorunları çözebileceğimi söyledi. Önce bir şey anlamamıştım. Bana ayrıntıları görüşmek üzere birgün sonra cuma günü bir cafede randevu verdi.
Şaşırmıştım. Ama babamın sorunlarını cözmek benim elimdeyse ayrıntıları öğrenmek için bir gün sonra ismini vermiyorum o cafeye gittim. Rüstem amca çok önceden gelmiş oturuyordu. Sandalyeye oturmam için eşlik ettikten sonra bana cola kendisine de buzlu viski ısmarladı. İçecekler gelene kadar havadan sudan konuştuk. Ben ayrıntıyı öğrenmek için sabırsızlanıyordum.
İçkiler geldi birer yudum aldık, sonra Rüstem amca söze girdi. “Bak Ceren seninle lafı dolandırmadan konuşacağım. Babana verdiğim çok büyük bir borç var ve onu ödeyemiyor. Biliyorsun ki ticarette acımak olmaz. Ben babanı icraya verirsem elinizdeki herşey bile bu borcu ödemeye yetmez ve ortalıkta kalırsınız. Ben bu borçların hepsini bir kalemde silmeye hazırım. Bu senin elinde.”
Yine anlamamıştım. Rüstem amcaya nasıl birşey yapabileceğimi sordum. O da “Ceren bak seninle açık konuşacağımı söylemiştim. Uzun zamandan beri benim dikkatimi çekiyorsun. Seni arzuluyorum. Eğer okul gezisine gidiyorum diye evden çıkıp bir hafta boyunca benim yazlığımda vakit geçirirsen bütün borçlarınızı iptal edeceğim. Sana bu konuda söz veriyorum. Senin için kalan tüm servetimi bile vermeye hazırım. O an dona kalmıştım. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Rüstem amca da benim bu durumumun farkında olduğu için bana kendime gelip düşünmemi, aksam saat tam sekizde kağıda yazdığı özel bir cep numarasına cevabımı bildirmemi istedi. Defalarca kez çok iyi düşünmemi tembihledi.
O gün günlerden cumaydı ve bir gün sonra geziye gidecektik ve aksam saat sekizde Rüstem amca teklifine vereceğim cevabı bekliyordu. Oradan hemen ayrıldım. Saat yaklaşık beş falandı. Karar vermek için üç saatim vardi. Şok olmuştum. Önce hemen o numarayı arayıp “senin ağzına sıçayım” gibi bir cevap vermek geldi içimden. Sonra dakikalar ilerledikçe Rüstem amcanın da söylediği gibi her şeyi ayrıntılıca düşünmeye başladım. Rahatımızın bozulmaması ve babamın işlerine devam edebilmesi için kendimi feda etmeye karar verdim.
Aksam saat tam sekizde Rüstem amcanın verdiği numarayı aradım. Rüstem amca aldı telefonu ve beni dinlediğini söyledi. Ben de teklifini kabul ettiğimi söyledim. O da bana yarin sabah erkende geziye çıkıyormuş gibi evden çıkıp bugün buluştuğumuz cafeye gelmemi istedi. Telefonu kapatmadan önce en son babamın iş yerini ziyaretimde giydiğim pembe mini eteği ve diz kapaklarıma kadar gelen siyah çorabı da yarin giyerek gelmemi istedi.
Ertesi günü erkenden pembe mini eteğimi ve siyah çoraplarımı giydim. Hızlıca kahvaltı ettim. Tam o anda babamın cep telefonu çaldı. Telefondaki Rüstem amcaydı. Çok korktum, nedenini bilmesem bile. Rüstem amca babama çok acil bir isinin çıktığını bu vesileyle on gün kadar memleketine gidip geleceğini söyledi. Babam da sevinmiş görünüyordu. Bir hafta Rüstem amcayı görmemenin ve kafayı dinlemenin kendisine iyi geleceğini söyledi bize. Ben de içim burkularak iyi olacak baba belki bir hafta sonra her şey yoluna girecektir dedim ve daha fazla orada duramayacağımı anlayarak hızlıca evden cıktım.
Taksiye atlayıp hemen o cafeye gittim. Rüstem amca cafede bekliyordu. Sabah sabah buzlu viski içiyordu. Ben yanına varınca hemen hesabı ödedi ve kapının önüne parkettiği BMW marka arabasına bindik ve Akkum` daki yazlığına doğru yola cıktık. Bir saat boyunca hiç bir şey konuşmadık. İstanbul dışına çıktıktan sonra havadan sudan konuşmaya başladı benimle. Benim ağzımı bıçak açmıyordu. Sonra rahat olmamı, bu davranışımla ailemin geleceğini kurtaracağımı söyleyerek beni rahatlatmaya çalıştı.
Yolda bir restoranta girip yemek yedik. Yemekte ben cola istesem de Rüstem amca iki bira söyledi. Biraları da içtik. Sonra yola koyulduk. Öğleden sonra beş gibi Rüstem amcanın yazlığına vardık. Kimseler yoktu. Mayıs ayıydı, sezon daha yeni başlarda olduğu için çevrede de bir kalabalık yoktu. Hemen içeri girdik. Rüstem amca bu defa iki kadeh viski doldurdu içine buz koydu (önceden gündelikçiye haber vermiş buzlar, mutfak falan her şey hallolmuş gibi düzenliydi). Viskileri içerken koltukta yan yana oturuyorduk. Heyecan ve korku içindeydim.
Bana öylece kıyafetlerimle kucağına oturmamı söyledi. Ağlamaya başladım başıma gelecek olanlar için. Beni kollarıyla çekerek yan vaziyette kucağına oturttu. Önce bacaklarımı okşamaya başladı. Bana bakire olup olmadığımı sordu ve ağlamaklı bir ses tonunda bakire olduğumu söyledim. Zaten bunu tahmin ettiğini, bakışlarımda bir bakirenin bakışları olduğunu falan söyledi. Ben ağlamaya ve soğuk davranmaya devam edince beni ciddi bir şekilde uyardı. Benim de bu kaçınılmaz durumdan zevk almamı, böylesinin ikimiz için de çok iyi olacağını, anlaşmamızı hatırlattı.
Artık yavaş yavaş ben de onun zevklerine ayak uydurmaya çalışıyordum. Dudaklarımı öperken dilini ağzımın içine soktuğunda önce ne yapacağımı şaşırdım, sonra ben de dilimi rastgele gezdirmeye başladım. Kucağındayken beni tıpkı bir muz soyar gibi yukarıdan aşağıya soydu. Öptü, yaladı beni kucaklayıp ikinci kattaki yatak odasına taşıdı. Yavaşça beni yatağa uzattıktan sonra hala çıkarmamış olduğu kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Önce gömleğini, atletini, çoraplarını, pantolonunu çıkardı. Sadece kilotu kalmıştı üzerinde ama bekaretimi bozacak olan kocaman siki çoktan kalktığı için kilotu çadır gibi duruyordu. Bana uzun sevişme fasılları için epey zamanımızın olacağını ama önce hemen bana sahip olmak istediğini, sabrının kalmadığını söyledi.
Yatağın üzerine diz üstü oturduğu yerden kilotunu indirdiğindeki manzara çok korkunçtu. Belki haftalarca tras edilmemiş kıllarının arasındaki büyük siki çok korkunç bir manzara oluşturuyordu. Kız arkadaşlarımla filmlerde gördüklerimden bile büyüktü. Büyüklüğü kolumun yarısı kadar vardı, şehvetten nabız gibi atıyordu, Ucundan da sıvılar sızıyordu. Onun birazdan amımı parçalayıp kızlığımı alacak olması beni çok ama çok korkutuyordu. O şey içime girerse beni parçalayabilirdi.
Bacaklarımı ayırdı ve üzerime geldi, Elleriyle sikinin mantar gibi başını ve amımı tükürüklemeye başladı. Bende de tuhaf şeyler oluyordu. Korku, endişe ve zevk karışımı tarifi zor şeyler. Amımdan sular sızdığını hissediyordum. Meme başlarım ürperip sertleşiyordu. Bu garip şeyler bana ilk defa oluyordu. Zevk almak istemesemde vücudum buna mani oluyordu. Rüstem amca dudaklarımı öpüp bir eliylede minik memelerimi okşarken kulağıma eğilip Ceren aşkım sende zevk alacaksın korkma, sikim biraz büyük amın alışınca genişler acımaz diye şehvetle fısıldadı, Sonra sikinin kocaman kalın kafasını amımın dudaklarını iki yandan elleriyle açarak yavaşça girişe yerleştirdi. Yavaş yavaş kızlığımı almadan önce o anın tadını çıkardığı belli oluyordu.
Dudaklarımdan öperken sikinin basıncı gittikçe artıyordu, Bacaklarım, ellerim, tüm vücudum az sonra olacakların korkusuyla istem dışı titriyordu. Rüstem amca her öpüşünde ve okşamasında sikini biraz daha bastırıyordu. Bu titremelerim ve kasılmalarım arasında hafif bir yanma hissettim. Bu anda da Rüstem amca ohh Ceren aşkım başı girdi, kendini rahat bırak geriside girer şimdi aşkım diye inledi. Ufacık amıma sikinin başını sokan Rüstem amca sikini tutmayı bıraktı ve beni rahatlatmak için eliyle bacak aramı okşamaya başladı diğer elide ufacık memelerimi yoğuruyordu.
Rüstem amcanın siki artık santim santim içime giriyordu. Her bastırmasında ortalık kararıyor, bayılacak gibi oluyordum. Rüstem amca ne olur dur canım çok acıyor dedim. Birazdan geçer Cerenciğim alışırsın diyip bastırmaya devam etti. Benim bu sözlerimden sonra Rüstem amca şimdi geçecek diyip bacaklarımı omuzlarına koydu, bu anda da dudaklarımdan öpmeye devam ediyordu. . Birden ama birden öyle bir soktu ki ben korkunç bir çığlık attım. Ortalık bir anda kararmıştı. Rüstem amcanın kocaman siki tamamen içime girmiş kasıklarımız birbirine yapışmıştı. Azgın bir şekilde hırlamaya başladı, üzerimdeki Rüstem amca. Bacaklarımı bir omuzuna atıyor, bir kıvırıp kollarının arasına sıkıştırıyor ama durmadan sikini pompalıyordu. Bir sure sonra içimde bir sıcaklık hissettim, Rüstem amca içime boşalmıştı.
O sıcaklıktan sonra Rüstem amcanın da gidip gelmeleri yavaşlamaya başladı ve sikini yavaşça kan gölüne dönmüş olan amımdan çıkardı. Siki amımdan çıktığı anda içimde bir boşluk oluştu, tarifsiz acı ve zevk son bulmuştu. Kenardaki kilotumu aldı ve kilotumla kanları sildi. O kilotu yırtacağı senetlerin karşılığı olarak alacağını söyledi. Hemen toparlandı aşağıdan çantasını getirdi ve babamın senetlerini çıkarıp bana uzattı, kanlı kilotumu da bir poşetin içine özenle koyarak çantasına yerleştirdi.
Bir hafta boyunca Rüstem amca üzerimde denemedik fantezi bırakmadı. Amımdan ağzımdan defalarca sikti beni. Üzerime önceden hazırladığı türlü türlü kıyafetleri giydirerek sikti. Bana numaralı gibi görünen ama sadece cam olan gözlük taktırarak sikti. Bir hafta boyunca onun fantezilerinin orospusu olmuştum.
Bir hafta sonra cumartesi sabahı İstanbula doğru yola çıktık. Artık benim onun karısı olduğumu istersek bu isi ileride resmiyete dönüştürebileceğimizi falan söyledi yol boyunca. Bunun için hanımından boşanmaya her şeyinden vazgeçmeye hazır olduğunu falan anlattı bana. İstanbula varıca beni evin yakınlarında bir yere bıraktı ve pazartesi aksam saatlerinde ayni cafede yeni bir randevu verdi.
Eve döndüm. saatlerce odadan çıkmadım. Aksam yemeğinde dikkat çekmemek için gezi döünüşü yorgun olduğumu söyleyerek yine odama çekildim. İşte benim içler acısı hikayem bu. Sonraki günlerde Rüstem amca beni düzmeye ve yemeye yine devam etti. Bazen gitmek istemediğimde şantaj yapıyor, gitmek zorunda kalıyorum. Bakalım nereye varacak bu isin sonu… Beni patlak bir şekilde alacak olmadığı için onunla evlenmeyi düşünüyorum.
Belki sonraki yaşadıklarımı da yazar gönderirim. Kim bilir?
Gönderen: Ceren