Evliliğimi kurtardığı için bir numaralı adamım olmuştu
Olanların üzerinden üç yıldan fazla geçmesine rağmen hala o klik sesini beynimin içinde hissedebiliyorum. O an adeta zaman durmuş gibiydi. O klik sesini duyduktan sonrasını hatırlayamıyorum. Vurulduktan sonra kurtarma helikopterinde bazı sesler duyana kadar her şey bulanıktı. Kendimi kuş gibi hafif hissediyordum. Daha sonra kendimi bir yatakta bir doktor muayene ederken buldum. Bu bölgeye çatışmaya geldikten yaklaşık bir hafta kadar sonra iki bacağımı da kaybettiğimi o an anladım. Oradaki herkes özellikle psikologlar, hayatının bitmediğini telkin ediyorlardı ama ben geceleri “neden ben?” diye gözyaşı döküyorum.
Bu olanı ve bunun bana olmasını anlamak ne kadar zor olsa da asıl geriye bu şekilde dönmek çok daha zor ve kötüydü. Karım Suzan beni havaalanında karşıladığında kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Onu, ayakta etrafa bakınan yolcuların arasında beni ararken gördüm ilk; saçlarına güneş vurmuş, yüze parlak ve hoş bir gülümseme oturmuştu. O hayatımın aşkıydı. Hayatımda gördüğüm en güzel kız ve hayatıma giren en iyi insandı. Sadece dış güzelliği ile değil, iç güzelliği ile de mükemmeldi. Çalıştığı kimsesiz çocuklar yuvasında herkesten daha fazla çalışırdı. Bir defasında bir yuvada bakmakta oldukları bir çocuk hayatını kaybettiğinde sabaha kadar için için ağlamıştı.
Bakmakta olduğu pistten bana doğru dönerken, giydiği parlak sarı yaz elbisesi belinden aşağı dalgalanmış, beni görünce yüzüne koca bir gülümseme oturmuştu. Ama beni o halde görünce yüzündeki gülümseme korku ve gözyaşına dönüşmüştü. Çok bencilce biliyorum ama beni öpüp uğurladığı anı hatırlamadan edemedim. Gönderirken tam bir adam göndermişti ama şimdi dönen yarım bir adamdı.
Şimdi aradan üç yıl geçmişti. Bir cuma günü akşamıydı. Bir sürü tartışma ve kavganın sonunda karar verdik ki; Suzan’ın gece dışarıları çıkıp kendine bir erkek bulmalıydı. Çatışmada sadece iki ayağımı değil erkekliğimi de kaybetmiştim. Garip bir şekilde yara izi organıma kadar ulaşmış, bu da ben de uzun süre sert kalmama durumu meydan getirmişti. Ancak doktorlar bu durumun geçici ve psikolojik olduğunu söylemişlerdi. Suzan beni cinsel açıdan memnun edip, sertleştirmek için çok uğraşmıştı. Aletimi ağzına aldığında sıcaklığını hissediyordum ama onun yüzündeki tiksinme hissini görünce bir şey olmuyor, sertleşemiyordum. Tiksinmekte haklıydı; yara izi çok korkunçtu… Seks Suzan için bir tutkuydu, neredesin nemfomanyak düzeyde seks yapmayı severdi. İlk evlendiğimizde bakireydi ve ilk erkeği ben olmuştum. Ne geceydi ama o çığlıklar atmış bense nazikçe bekâretini almıştım. Sonra iki kez daha yapmıştık. Balayından sonra yaptığımı tüm tatillerde hep zevk alıp cinsel deneyimimizi artırmıştık. Bir defasında; gece geç vakit, kumsaldaki bardan otele, odamıza dönüyorduk. Suzan beni sirkimden yakalayıp denizin içine çekip ateşli şekilde öpmeye başladı. Ben de elimi beline uzatıp, belinden ağacı biçimli kalçalarına kaldırıp sıkıca yakaladım. Sonra elimi bikinisinin Altın’ın bağcılarına uzatıp onları çözdüm. Bikinin altı su yüzüne çıkıp yüzmeye başladı. Suzan da elini uzatıp, şortunun içinden serleşmiş sikimi kavrayıp sıvazlamaya başlamıştı.
Dudakları ve dili ile adeta beni yerken ben kendimi daha fazla tutamamış, Suzan’ı kumlara doğru yatırmış ve akdenizin yıldızları altında etrafımızı dalgalar döverken sahip olmuştum. Adeta hayal dünyasındaydık. Öpüşürken memelerini bikinisinin üstünden serbest bırakmış, kıvrak vücudu altımda oynaşırken ve içine girmeme yardım ederken, sertleşmiş meme uçlarını zevkime sunmuştu. Ateşli bir telaş içinde ikimizin de boşalması uzun sürmemişti. Kumsalda yankılanan orgazm çığlıkları hala kulaklarımdadır.
Etrafımızı dolduran alkış seslerine dünyaya adeta geri dönmüştük. Etrafa baktığımızda ileride duvar üstünde oturan ve bizi izleyen bir grup genci gördük. Performansımızı alkışlıyorlardı. Gülerek üstümüzü giyip hızla oradan uzaklaşmıştık. Hala hatırlarım, dar küçük kalçaları ile dalgaların arasında, önümde koşarken, bikinisinin gök kuşağı rengindeki bağcıları beni adeta ipnotize etmişti.
Ama artık bu günler çok geride kaldı. Bu çocuksu masumiyet savaşın korkunç yüzünde kayboldu. Sanırım tek pişmanlığım, doğu görevim bitene kadar çocuk sahibi olmamaya karar vermemizdir. Ama bu şimdi imkânsız fakat Suzan gerçekten bir çocuk sahibi olmayı çok istiyor. Evet, ben Suzan’ın amını yalayarak ve çeşitli aletler kullanarak onu bir nebze olsun tatmin ediyorum ama bu aynı şey değil. Suzan her zaman yapıyor gibi görünüyordu ama bu onun için bir angaryaydı ve ben bunu hissedince sevişmemiz bitiyordu. Ben genellikle pazar günleri erken kalkar yatak odasının açık kapısından içeri baktığımda onun ellerinin bacaklarının arasına gidip kendi kendini tatmin etmesini görür, izlerim. Böyle güzel bir vücudun yatakta solup, kendi kendini rahatlatıyor olmasını izlemek delirtici bir duygu…
Bu etkileyici vücudun kendi kendine zevk vermesi için amını parmaklarımdan sonra sakinleşirken, kendi amının sıvısını parmaklarından yalamasını izlemek acı verici geliyor. Bu durumları görünce, dönüşümün üçüncü haftasında ona, kendisine bir aşık bulmasını veya beni terk etmesini söylediğimde hiç biri kabul etmeyip, beni sevdiğini bir daha böyle bir şeyden söz etmememi bunun kendisini çok incittiğini söylemişti. Onu ikna etmem uzun zaman aldı, üç yıl sürmüştü. Nihayet o da, bir defalık olmak üzere kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir adama gereksinimi olduğunu ve eğer böyle bacaklarını açacağı bir erkek bulduğunda, deneyimlerini paylaşabilecek için mutlaka benim önümde olması gerektiği konusunda ikna olmuştu.
Bunun başka bir yolu olmadığını biliyordu. Ona eve geldiklerinde benim saklanabileceğimi söyledim. O ise eve getirdiği adamın onun beni sevdiğimi bilmesini ve sadece bir gecelik bir ilişki olduğunu anlaması gerektiğinde ısrar etti. Gönülsüzce kabul ettim. Suzan dışarı çıktıktan bir kaç saat sonra kapıya bir taksi yanaştığını ve taksiden inen karımın yanındaki adamla kıkırdayarak gülüştüğünü duyabiliyordum. Kalbim duracak gibiydi ve onun teklifini kabul ettiğime pişmanlık duymaya başlamıştım. Ama bu durum beni kışkırtıyordu da…
Derken anahtarların kapıda çıkardığı tıkırtıları ve sonra içeri gülerek girdiklerini duydum. Genç adam beni görünce gülüşmelerini kesip hafifçe gülümseyerek başıyla selam verdi. Suzan uzun adımlarla odanın diğer köşesine doğru uzanıp beni öperken, eli hala adamın elindeki ve bana doğru uzandığında unu da çekmişti. “Merhaba canım” dedi. Nefesi alkol kokuyordu ve doğrulurken uzun topuklu ayakkabılarının üzerinde hafifçe sallanıyordu. “Bu Fuat, tamirci çırağı” diye tanıttı. Sonra Suzan dönüp adamı öpmek istedi ama tökezledi, neredeyse düşecekti ki adam onu yakaladı. Suzan gülümseyip delikanlıyı öpmeye başladı. Yumuşak değil ama tutkulu bir öpücüktü. Fuat, kollarını ona dolayıp sıkıca kendine çekti; adam çok uzun boylu değildi ama tıkmaz bir yetmiş beş boyunda kısa kesilmiş saçları vardı.
Adamın karımın kalçalarını avuçların sonra da kısa eteğini yukarı sıyırıp okşamazsı izlemem bendeyi nefret duygusunu geçirmişti. Suzan tanga tipi külot giydiğinden kalçaları kolayca ele geliyordu ve adam de kendine doğru bastırarak rahatça okşuyordu. Suzan da bir yandan hafifçe inlerken, bacaklarını ayırıp amını adama doğru bastırdı ve uzanıp adamın kemerini çözdü, pantolonunun düğmesini açıp elini içeri doğru sokup fermuarın aşağıya doğru kayması için bastırdı.
Fermuarı açılıp külotu aşağıya sıyrılınca adamın siki sallanarak dışarı fırladı. Benimkinden kısa ama daha kalındı. Televizyonun ışığında sikinin ucundaki nemlilik parlıyordu. Her ikisinde şehvetle inleyerek öpüşmeye başladıklarında Suzan uzun parmağını sike dolayarak okşamaya başlamıştı. Adam da karımın dar elbisesine beline kadar yukarı sıyırıp elini külotunun üstüne bastırmak da gecikmedi. Bunun üzerine Suzan bacaklarını daha da ayırdı. Yüksek topuklu ayakkabılarda bu loş ışıkta bacakları daha uzun ve daha biçimli görünüyorlardı. Ancak dikkatimi adamın elinin hareketine verdim. Adam parmağını külotunu ince kumaşı üzerinden içine doğru bastırıyordu. Suzan’ın soluğu kesilmiş dizleri titreyerek bükülmüştü.
Adam çığlık atınca karım Suzan bir adım geri çekildi; delikanlının, karımın elbisesinin önüne spermlerini fışkırttığını görebiliyordum. Suzan “aman tanrım” diye öfkeyle bağırdı, “sen tam bir abazanmışsın” diye gülerek devam etti ve bana dönerek “bana bir dakika izin ver, şunu çıkarıp temizleyeyim ve birkaç tane prezervatifi getireyim” dedi ve yatak odasına gitti. Delikanlı, hala kalkık sikinden damlayan spermleri ile orada öyle dikiliyordu. Bana bakarken utanmış görünüyordu ve hızla külotunu yukarı çekti. Ben hemen evden çıkıp gidecek diye düşünürken, kanepeye oturup, “iyi misin bayım?” diye sordu.
“Eh iyiyim,” diye yanıt verip “nasıl karımla eğlenebiliyor musun?” diye sordum.
“Çok ateşli” dedi gülerek.
Sonra bir sessizlik oldu. Adam etrafa bakınmaya başladı. Komodinin üzerinde Suzan’la birlikte ve benim üniformalı bir fotoğrafımı gördü ve eline aldı. Bana bakmadan “benim kardeşimde astsubay” dedi ve başka hiç bir şey demeden evden çıktı ve gitti. Bir kaç dakika sonra, üzerinde çorapları, uzun topuklu ayakkabıları, benim çok hoşuma giden yarı açık sutyeni ve ona takım danteli külotuyla içeriye karım Suzan girdi. Salonun kapısının önünde dinelirken çok çekici görünüyordu. “Nereye gitti?” Diye sordu. Ben sadece omuzlarımı bilmiyorum anlamında silktim. “Ona ne dedin de gitti?” diye sordu.
Ben yeniden omzumu silktim ve neler olduğunu anlattım. Bunun üzerine Suzan kanepeye çöktü ve gözlerini halıya dikti. Bir süre sessiz kaldıktan sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve “yüce Tanrım, amımın, sert bir sik tarafından sikilmesini o kadar istiyorum ki?” dedi öfkeyle. Suzan’dan daha önce böyle kelimeler hiç duymamıştım. Beni biraz geri çekip, bir bacağını kaldırıp külotunu o bacağından sıyırırken “kıçını biraz kaldır da yala amımı” dedi. Külotu hala kaldırmadığı diğer bacağında duruyordu. Ne olduğu konusunda pek emin değildim. Belki gördüklerimden azmıştım ama gerçekten öylemi hissediyordum emin değildim. Ancak uysal köpek gibi dediğini yaparak tekerlikli sandalyeden inip sürünerek yanına gittim ve ağzımı amına gömdüm.
Yatağa gitmeden önce üç kez orgazma ulaştırdım Suzan’ı. Yatağa gittiğimizde belden bağlamalı dildo ile onu sikmemi istedi. Ben yataktan inip dolanı açıp aleti belime bağlayana kadar çok uğraştım ve yaklaşık on dakika zaman geçti. Hazır olup yatağa yöneldiğimde Suzan’ın uyuyup kaldığını gördüm. Onu izlerken kendimi tükenmiş ve tamamen yetersiz hissettim.
Ertesi gün hiç bir şey demedi, ben maç izlerken o pazara gitti, geldi yemeği hazırladı ama genellikle sessizdi. Ama pek negatif bir tavrı yoktu. Ama ben bir gece önceki yaşadıklarımızdan bahsederek aklını karıştırdım. Yemek yerken beni karşısına alıp “haklısın Cemil benim bir sike ihtiyacım var” dedi ve hafif gülümseyerek tam olarak emin olmadan “bilmiyorum,” dedi “elimin içinde sert siki hissedince, zonklayan kaya gibi bir sik tarafından amımın dibine kadar sikilmek istediğimi fark ettim” dedi.
Bu sözleri ondan duymak beni aşağılık hissine sokmuştu ancak bunu gerçekten istediğini biliyor bütün bu arzusunu gözlerinden okuyabiliyordum. Asıl düşüncemi gizleyerek sahte bir gülümseme ile “Bak, sen beni asla dinleme!” dedim. Akşam yemeğinden sonra ben televizyonun başına geçtim, Suzan da söylenerek bulaşıkları topladığı içeriye geçti. Akşam saat yedi civarına kadar Suzan evin içinde ortadan kayboldu. Ardından yatak odasında, çekmecelerde ve dolaplarda bir şeyler aradığını duyabiliyordum. Sonra duş almasının sesini duydum, ardından saç kurutma makinesinin sesini duydum, saçını kurutuyordu. Demek bu gece dışarı çıkacaktı. Salona geldiğinde birçok hoş ve mutlu görünüyordu. Üzerine dar, kırmızı, straplez bir elbise giymiş, vücudunun biçimine tam uymuştu. Altına kırmızı bir çorap ve yine mükemmelliğini tamamlayan kırmızı yüksek topuklu bir ayakkabı giymişti.
Donanımı çok pahalı görünüyor ve uzun bacaklarını ve tüm kıvrımlarını ortaya çıkarıyordu. Ancak memelerinin arası çok az görünüyordu. Saçlarını kabartmış, altın renkli bukleler oluşturmuştu. İtiraf etmeliyim ki, çok klâs sosyetik bir hava içerisinde çok çekici ve güzel görünüyordu. Kapıya gelip durduğunda bir ıslık çaldım. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Kırmızı rujunun dişlerine bulaştığını görüp söyledim, aynaya bakarak temizledi. Dişlerini temizledikten sonra ruhun dudağa yayımlaması için dudaklarını şapırdadırken “ne dersin, bu gece bir sik bulabilir miyim acaba?” sordu. Bana o kadar güzel görünüyordu ki, onu istemeyecek adam ancak aptal biri olabilirdi. “Çok hoş görünüyorsun tatlım” diye güvence verdim ve “sen hala şehrin en güzel kızısın” diye tamamladım.
Telefonla taksi çağırdı sonra gelip beni öptü ve taksiyi beklerken bacaklarını ayırıp karşıma oturdu. İç çamaşırı giymemişti. Amının kıllarını da tamamen temizlemişti. Orada öyle otururken ona bakıyor olmam beni tahrik etti, hemen saldırıp işini bitirme hissi verdi. Fakat sonra bunun işe yaramayacağı bildiğimden beni durdurdu. Dışarıdan taksinin korna sesi duyulduğunda Suzan ayağa kalktı, beni alnımdan öpüp elbisesini düzeltti ve “bana şans dile” dedi. Sonra kapıya doğru yürümeye başladı. Parfümün kokusu o uzaklaştıkça azaldı. Duygularım karma karışıktı, içime bir üzüntü çökmüştü.
O taksiye doğru yürürken ben pencereden arkasından baktım; akşam güneşinde tutuşmuş saçları, rüzgârda dalgalanarak, uzun adımlarla yürüyordu. Taksi şoförünün ağzı açık bir şekilde onun her hareketini arzuyla izlediğine bahse girerdim. Suzan taksiye binip gidince kramplar giren midemi sakinleştirmek için soğuk bir bira alıp yeniden lig tv’i açıp maç izlemeye başladım.
Saat gece ikiye doğru kapının önünde bir taksi durdu. Bu defa ne bir gülme ne de bir konuşma sesi vardı. Kapının önünde sadece Suzan ince uzun topuklarının ve onu takip eden daha ağır birinin ayakkabılarının sesi duyuluyordu. Kapıda ki anahtar dönme sesinin ardından Suzan’ın sesi duyuldu “kuralları biliyorsun değil mi?” diye sordu.
“Evet, çok iyi anladım” diye yanıt verdi kalın bir ses.
Salonun kapısı açılıp da Suzan içeri girip oturduğum köşeye gelip dudağıma bir öpücük kondurduğunda kalbim adeta yerinden çıkacaktı. Ağzı şarap kokuyordu ama bu defa daha ayık gibiydi. Suzan önümden çekilene kadar eve kimi getirdiğini görememiştim. Yana doğru çekilip arkada ayakta duran adamı iri yarı gösterip “Bu Metin” dedi. Adam o kadar iriydi ki, nerdesin kapı girişini tamamen kapatmıştı. Çok kısa kesilmiş siyah saçları ve kısa kollu gömleğinden görüldüğü kadar kaslı vücuduyla tam bir çam yarmasıydı. Suzan “muhasebeci” diye tanıştırmasını sürdürdü.
Çok küstah görünüyordu, uzattığım eli sıkıca yakalayıp sıkarsak “sen de Cemil’sin değil mi?” dedi. Ben başımı sallayarak onayladım. “Suzan bana başına gelenleri anlattı. Bizim delikanlılarımızın da bu bölgeye asker olarak gidecek olmaları düşüncesi beni hasta etti. Darılma yok ama bu çok boktan bir savaş, hiç umurumda değil” dedi. Dişleri parlayarak sırıtıyordu.
Yüzünde tercih edilmiş, zafer kazanmışların edasıyla sırıtarak yanımdaki koltuğa oturup, havadan sudan konuşmaya başladı. Konuştukları incir çekirdeğini doldurmazdı. Ona bir sigara uzattı, aldı. Suzan’ı tamamen unutmuş benimle konuşuyor, savaşla ve savaş bölgesiyle ilgili olarak gereksiz saçma sorular soruyordu. Ancak o kadar güzel sohbet ediyordu ki, anlattığı. Her şeye çok şaşıyor yeni sorular soruyordu. Yılların tanışıklığı varmışçasına sohbet ediyor savaştan, sonra oradan başka konulara atlayıp duruyorduk. Bu şekilde yaklaşık bir saat sohbet ettik.
Sohbetin hızı azalınca ayağa kalktı; ben gidecek sandım. Ama o doğrudan gözlerimin içine bakıp bana “neyse, burada karını sikmek için bulunuyorum, doğru mu?” dedi. Küstah ve arsızca gidip Suzan’a elini uzattı. Suzan az önceki sohbetimiz nedeniyle uyuklamaktaydı. Suzan da ellerini uzatıp adamın ellerini tuttu. Adam Suzan’ı yakaladığı ellerinden çekerek ayağa kaldırdı. Sonra güçlü kollarıyla beline sarılıp dudaklarına yumuldu. Suzan önce yavaşça ama sonra daha sert bir şekilde adamın boynuna kollarını dolayarak öpücüğüne karşılık verdi. Adamın eli karımın sırtında dolaşıyordu. Ardından yavaş yavaş aşağılara, kalçalarına doğru indi. Öpüşmeleri sürerken Metin karımın kalçalarını koca elleriyle ovalamayı sürdürüyordu.
Metin elini karım Suzan’ın elbisesinin düğmelerine götürüp bana döndü ve “sorun yok değil mi?” diye sordu. İtiraf etmeliyim ki karım Suzan’ı bu çam yatmasının kolları arasında görmek boğazımın adeta düğümlenmesine neden olmuştu. Ellerimi bir şey sunar gibi iki yana açarak “eğlenmeme özgürsünüz” diye yanıt verdim. Suzan bana bakıp gülümsedi ve sonra dönüp Metin’e bakıp daha büyük bir gülümseme verdi.
Metin daha fazla boşa vakit geçirmek istemiyordu. Suzan’ın elbisesini yakalayıp başının üzerinden çıkardı. Suzan sallanan memeleriydi adamın önünde tamamen çıplak kalmıştı. Metin Suzan’ın başını bir tarafa eğip hemen boynuna yüzünü gömdü. Kalçaları iyice gerilmiş Suzan adamın kafasını boynundan çekip memelerine doğru bastırdı. Meme ucunu ağzına alıp emmeden önce diliyle ekip tadına baktı. Suzan soluk soluğa kalmıştı.
Metin elini yavaş yavaş karımın karnına ve göbek deliğine kaydırmış küçük daireler çizerek okşuyordu. Sonra elini karımın yeni tıraşladığı amının üzerine koydu. Suzan bir dizini kaldırırken adam da bir parmağını amının dudaklarının arasına girene kadar yarığına bastırdı. Adamın eli yumuşak ve yavaş bir şekilde yarığında ileri geri giderken karımın amının suyunun parmak üzerinde bıraktığı parlak nemlilik görünüyordu. Sonra metin parmağını yavaş ama tek bir hamlede içine sokunca karımın kalçaları daha da gerildi ve ağzından inlemeler dökülmeye başladı. Metin yavaş darbelerle parmağını kullanarak amını sikerken, Suzan da onun her sokuşunda amını parmağa doğru bastırıyordu.
Derken adam ikinci parmağını da amının dudakları arasına bastırdı. Yavaş fakat sertte sokuyordu. Karım adamın kollarında inlerken o “çok dara açığın var bebeğim” diye fısıldadı ve parmak sikişinin hızını gittikçe artırmaya başladı. Ben bir sigara daha yakıp sandalyeme gömülün izlemeyi sürdürdüm. Suzan adamın kafasını memelerine daha da bastırınca adam meme acunu dişlerinin arasına alıp minik ısırıklar vermeye başladı. Suzan çığlıklarla orgazm alana kadar amının içindeki elin üzerine daha hızlı ve daha sertçe bastırdı. Metin karımın kafasının üzerinden bana bakarak gülümseyerek göz kırptı.
Adam parmaklarını amından çıkarıp karımın ağzına soktu. Karım içeri dışarı söküp çekerek parmağı diliyle yalayıp temizledi. Bu manzarayı seyrederken ben sadece kendi kendine gülüyordum. Sonunda adam parmakları karımın ağzından çıkarıp elleriyle kafasının arkasından yakaladı ve geniş göğsüne bastırdı.
Suzan delirmiş gibi tek tek hamlede adının düğmelerini açtı ve kıldı göğsünü ortaya çıkardı. Ancak sabırsızca açınca son düğmesi koptu ve odanın diğer köşesine yuvarlandı. Şehvetle göğsüne bir öpücük kondurup diliyle adamın meme başlarını sırasıyla yalamaya başladı. Metin ellerini karımın başının arkasına koyup aşağıya doğru bastırıyordu. Karım aşağıya doru kayarken göğsünde göbeğimde diliyle çalışmaya devam ediyordu. Sonunda pantolonunun kemerine ulaştı. Kemeri hızla çözüp pantolonu aşağıya sıyırdı.
Pantolon aşağı inince ortaya çıkan uzun ve kalın siki görünce Suzan’ın gözleri az daha yuvasından dışarı fırlayacaktı. Aman tanrım adamın siki neredesin bira kutusu kadar kalın ondan daha uzundu.
Adam karıma “şimdi bana ne kadar oruspu olduğunu gösterme zamanı bebeğim yala bakalım sikimi” diyerek Suzan’ın kafasından yakalayıp kendine doğru bastırdı. Adamın aşağılamalarını tepki vermeden dilini sikin kalın gövdesine yerleştirip uzun darbelerde yalamaya başladı. Suzan’ın uzun ve ince elleri olmasına rağmen bu eller bile adamın kalın sikini kavramaya yetmiyordu. Suzan başını geriye çektiğinde sikin koca kafası görünüyordu. Karım gözünü yumup dudaklarını iştahla bir yemeği bekler gibi yalayıp sikin başını yalamaya koyuldu. Metin inilemeye başlamıştı.
O anda ben Metin’in sikinin tamamen kalkmamış olduğunu anladım. Bu haliyle bile yirmi santimden daha büyük görünüyordu. Suzan başını yaladıkça, sikin daha da şişip sertleşmesini görmek benim yetersizlik duygumu daha da artırıyordu. Ardından Suzan dudaklarını iyice açıp koca mor başı dudakları arasına bastırıp ağzının içine aldı. Kafamı kaldırdığımda Metinler göz göze gelmiştim. Suratına aptal bir sırıtış oturmuştu. Ben de kaşlarımı kaldırıp ona gülümsedim. Evet, Suzan amanın derinliklerini sikecek bir sik istiyordu ve eminim bu gece bir tane bulmuştu.
Suzan sadece bir kısmını ağzına alabildiği sikin üzerinde başını ileri geri sallamaya başladı. Metin karımın saçlarını toplayıp bir elinin avucuna almış bana bakarak ağzını silmeye başladı. Önce yavaş yavaş, sonra gittikçe hızlanacak ta gırtlağına gelecek şekilde sokuyordu. Adam soktukça Suzan öksürüyordu. Metin sokayım durdurup siki dışarı alınca Suzan nefes alabildi. Sonra adam yeniden sokup olabildiğince şiddetli şekilde sikmeye devam etti. Adam bu şekilde defalarca tekrar etti. Suzan’ın salyaları ağzını siken koca sikin üzerinde toplanmıştı. Adeta boğuluyordu. Hırıldayarak “em sikimi oruspu!” diye sesleniyor Suzan da hiç tepki göstermeden dediğini yapıyordu. Dayanak almak için iki eliyle adamın kalçalarına sıkıca yapışmış, ağzını tamamen dolmadan birazcık nefes alabilmek için başını geriye doğru çekiyordu.
Sonunda adam sikini karımın ağzından çıkarıp eliyle gövdesinde yakalayıp başıyla karımın yüzüne vurmaya başladı. Sonra siki dudaklarının üzerinde sallarken karım diliyle başını yakalayıp yalamaya çalışıyordu. Derken karımı kendisine doğru çekip “taşakların mı yala!” diye sertçe emretti. Suzan aşağı doğru sarkan kıllı koca taşağı diliyle yalamayıp emmeye başladı. Bunun üzerine adam kendini geriye doğru atıp, müthiş sesler çıkararak zevkle inlemeye başladı. Suzan’ın parlayan gözleri ile bana bakarak gülümsediğini fark ettim. Adamın siki o kadar serleşmişti ki nerdesin karnına paralel duruyordu. Hayatımda gördüğüm ek büyük ve en koca kafalı sikti bu. Adam birden Suzan’ı geriye doğru bastırıp siki yeniden ağzına soktu. Her vuruşunda karımın ta gırtlağına kadar sokuyordu.
Adam bütün gücüyle ta gırtlağına bastırdıkça karım boğulacak gibi olup öğürüyordu. Ama sik çok büyüktü, adam siki ağzından çıkardığında Suzan ancak nefes alabilmişti. Adam “seni işe yaramaz sik yalancısını seni” diye alay edip, “aç şu siktiğimin bacaklarını da amını yırtıp parçalayayım!” dedi.
Suzan aceleyle kanepeye tırmanıp bacaklarını adamın siki için ayırdı. Adam bacakları arasına girerken amının tamamen ıslandığını hatta am suyunun damladığını görebiliyordum.
“Sikime yapış amcık!” diye emretti karıma
Suzan uzanıp iki eliyle koca siki yakaladı ve amına doğru yaklaştırdı. Adam sikini hafifçe illeri doğru bağırarak “seni sikmem için yalvarmanı duymak istiyorum oruspu” diye sesledi. Koca sikin amın üzerine tam olarak yerleştiğini görebiliyordum.
Suzan “sik beni” dedi.
Adam “bir daha söyle” diye emretti.
Suzan yeniden “sik beni” dedi.
Adam “bir kez daha, daha yüksek!” diye seslendi
Karım “sik beni!” diye haykırdı.
Adam uzanıp karımın memelerini tutup onları okşamaya başladı. Adamın parmakları memesinde dolaşırken karım çığlık atıyor ama adam “seni duyamadım” diye arsızca tekrar etmesini istiyordu.
Suzan “sik beni!” diye gücünün yettiğince çığlık attı.
Adam memeleri okşamayı sürdürerek “benim adım Metin, onu söylediğini de duyayım” diye hırladı.
Bütün gücüyle yeniden bağırdı Suzan “sik beni Metin! Sik beni!” Adam memeleri okşamayı bırakıp meme uçlarına vurmaya başladığında Suzan son söylediğini sürekli tekrar ediyordu. Adam kendini ileri doğru bastıkça sik yarığını dalarken Suzan’ın sözleri anında kesildi ve ağzı açık kaldı. Ancak giremedi. Hafifçe büküldü.
“Çok darsın oruspu, aç sikişken amını benim için” diye hırladı.
Suzan adamın sikini bırakıp, bacaklarını daha da yurdu ve iki eliyle amının dudaklarını yakalayarak Metinin sikinin girmesi için ayırdı.
Adam sikinin koca kafasını amının yarığına aşağı yukarı sürterken “şimdi ne diyecektim oruspu diye bağırdı.
Suzan “sik beni Metin, lütfen sik, sik artık!” diye yalvardı. Sesinde gerçek bir yalvarma ve sikilmeye muhtaç olduğu hissi vardı.
Bu adamın duymak istediği sözler olmalıydı ki, sertçe karımın amına sikini soktu. Sikin başı karımın amına girerken karım geriye doğru sıçrayın müthiş bir çığlık attı. Sadece sikin başı içerdeydi ve adam çekip sorunca sik biraz daha içeri girdi ve karım umutsuz bir çığlık daha attı. Sonra adam yeniden çekip biraz daha derine soktu. Suzan geriye sıçrayıp “oh Aman Allahım!”diye feryat etti.
Sikinin sadece yarısı içeri girmişti ki, Metin, amı biraz genişletebilme umuduyla kalçalarını dairesel olarak oynatmaya başladı ve ” seni duyamıyorum oruspu!“ diye bağırdı.
Suzan başını öne arkaya savunarak ve gerçekten derinden gelen bir sesle “Oh Tanrım! Sik beni Metin!” diye bağırarak koca sik içindeyken boşaldı.
Metin sikini neredeyse tamamen çıkarıp yeniden sertçe sokunca Süzenden yeniden müthiş bir “ahhh!” işitti. Suzan yeniden boşalırken parmaklarıyla siki kavramıştı. Metin Suzan’ın ayak bileklerinden kavrayacak dizlerini göğüslerine kadar bastırmış, sadece sikinin yarısıyla onu sikmeye devam ediyordu. Suzan da uzanıp bacaklarının etrafından amının dudaklarını ayırıp, daha rahat girsin diye içindeki sike yardım ediyordu. Metin yavaş yavaş daha da bastırmaya başladığında Suzan da zevk çığlıkları arasında inlemelere ve hırlamalara başlamıştı. Adam hızını artırdığında, Suzan’ın yüzünde ter damlaları birikmiş saçı terden başına yapışmıştı. Biraz sonra Suzan adamın asını anarak ve sikmesi için yalvararak bağırmaya başladığında Metinin sikinin karımın amcık suyuyla kaplandığı görünüyordu.
Metin kendini yeniden ayarlayıp karımın üzerine doğru eğilince, koca kalın sikin karımın amına girip onu kanepeye iyice çivilediği açıkça görünmüştü. Sonunda tüm sikini karımın amına büyük bir şakırtıyla gömmüştü.
Ben bu sın yıl içinde sayısız defa Suzan’ı orgazma ulaştırmıştım. Ancak hiç biri, adamın gürültülü ve sert bir sikerken, yüzü kızararak ve sikmesini için yalvararak tekrar tekrar orgazm olmasıyla karşılaştırılamaz bile. Suzan şimdi adamın amının üzerinde çalışmasına izin vermiş, elleriyle kanepenin kenarından adeta düşmemek için sıkıca tutmuş, kanepenin kumaşına tırnaklarını geçirip yırtmıştı.
Metin tokmaklamaya devam ederken “sen kimin oruspususun söyle?” diye bağırıyordu.
Suzan ritmini hiç bozmadan “senin oruspunum, senin oruspunum Metin, Oh Tanrım, Oh Tanrım, Sik, Sik beni” diye soluk soluğa avazı çıktığı kadar bağırarak cevap verdi.
Suzan asla böyle kaba ve kötü kelimeler kullanmaz, ‘yeri gelince, sadece çok gerekince’ derdi. Ama şimdi, bağırarak ve yalvararak adama onun oruspusu olduğunu söylüyor ve kendisinin amını sikmesi için yalvarıyordu.
Metin, karımın yüzünü tokatlayıp, sikini amından çıkarıp karımdan dizleri üzerine domalmasını istedi. Suzan hemen dediğini yapıp istediği pozisyonu aldı. Karımın vücudu heyecandan titriyordu. Adam karıma şike bilmesi için amını iyice açmasını söyledi.
Suzan uzanıp elleriyle kalçalarını olabildiğince ayırdı. Kendini şike hazırlarken, sikilmiş ve şişmiş amın harika manzarasını gözlerimin önüne sermişti. Amının dudakları kızarmış, amının deliği iyice açılmıştı.
Metin siki amın girişine yerleştirince “ne diyordun?” diye sordu yeniden.
Suzan, ses tonu kötü kadınlarınki gibi ahlaksız ve kısık cevap verdi; “sik beni Metin, Allah rızası için sik beni”
Suzan bunları söylerken adam hızla içine dürttü. Koca sik içine ta derinlerine girerken Suzan çığlıklar atıyordu. Metin karımın kalçalarından tutup kendine doğru çekti ve sikini daha da derine yerleştirip sikmeye devam etti. Sonra “kendi kendi sik oruspu” diye seslendi. Suzan bunun üzerine kalçalarını döndürerek sikin gövdesinin üzerinde ileri geri hareket etmeye başladı. Adam kalçalarını şaplaklayarak “daha hızlı oruspu” diye bağırdı buna karşılık olarak.
Suzan kalçalarının şaplaklanmasından pek hoşlanmazdı. Bir keresinde ben şaplak attığımda, ucuz bir oruspu olmadığını söyleyip beni engellemişti. Ama şimdi; adama ‘oruspuna daha sert vur’ diye yalvararak daha hızlı gidip geliyordu sikin üzerinde. Adam bir kez daha vurunca Suzan müthiş bir çığlık attı. Adam yeniden “daha hızlı kaltak” diye bağırınca Suzan arzuyla inleyerek kendini adama daha da bastırdı. Suzan sikin üzerinde gittikçe hızlanarak ileri geri hareket ederken, adam ardı ardına kalçalarına şaplak vurmaya devam etti. Kalçalar şaplaklardan kızarınca Metin iki eliyle karımın kalçalarını kavrayıp sertçe sikmeye başladı. Adamın her sokuşunda karımın vücudu sallanıyordu.
Adam onu tokmakların Suzan “Oh, Tanrım, sik beni Metin, sik oruspunu” diye çığlıklar atıyordu.
Metin hızını artırmıştı. Sırtından ter damlaları akıyordu. Karımı kalçalarından yakalayıp ayağa kalktı sikini de kaldırıp sikmeye devam etti. Suzan iyice ayrık buzun bacaklarıyla adamın koca sikiyle pompalamasının şiddetiyle kanepenin üzerinde zor duruyordu.
Metin, her fışkırmasında onu havaya kaldırarak ve çığlıklar atarak boşalana kadar, çığlıkları ve kıvranmaları gittikçe vahşileşen ve kanepenin arkasına sıkıca tutunan Suzan adeta başka bir aleme geçmiş gibiydi. Sonunda ada. Hala siki amın içindeyken dizleri üstüne doğrulurken Suzan çok yüksek sesle çığlık atarak adamın kollarına bir bez bebek gibi düşüp yığıldı kaldı.
Adam Suzan’ın kalçalarını bırakıp alnında biriken teri sildi ve ardından kalçalarını ileri doğru iterek sikini Suzan’a bastırdı. Suzan kanepeye yan şekilde uzandı ve hiç kıpırdamadı. Herhalde çok yorulmuştu. Ama Metin, onun bacaklarını havaya kaldırarak zorla sırt üstü çevirdi ve bacakları ayrık olacak şekilde bıraktı. Suzan’ın gözleri kapalı ve fakat tamamen ayrık amının yarığından bol miktarda Metinin bembeyaz spermleri sızıyordu. Amının üst tarafı her ikisinin suyuyla ıslanmıştı. Karım yorgunluktan uyuyor muydu yoksa baygınmıydı belli değildi. Metin ayağa kalktığında yumuşamış siki bacaklarının arasında sallanıyordu. Sikinin kılları karımın amının suyundan dolayı sırılsıklam olmuş vücuduna yapışmıştı. Göbeğinden kalçalarına kadar da ıslanmıştı.
Metin gülerek bana döndü ve “karın harika sikişiyor, çok dar amı var ve çok iyi oruspuluk biliyor” dedi.
Ben bir adama bir de karşımdaki karıma baktım; adamın spermleri hala karımın şişmiş ve kızarmış amından sızıyordu. Karşımda duran adamın az önce duygusuzca ve acımasızca karımı siken iri, şişmiş sikine bakarken anladım ki, karım Suzan sadece tek bir sikişle, benim yıllardan beri yaptım sikişlerden bile daha fazla zevk ve haz almıştı. Küçülmüştüm, bir kaç saat öncesine nazaran daha az erkek hissediyordum kendimi. Gözümden yanağıma yaşlar süzülmeye başlamıştı ve metin bunu görmüştü.
Yanıma gelip elimi omzuma koydu ve “ağlama” dedi. Sonra nazikçe beni Suzan doğru çekti ve yüzümü spermlerinle sırılsıklam ıslanmış açığına bastırdı ve “İşte bir kadın sikildiğinde gerçekte nasıl görünürmüş öğren!” dedi.
Sanırım arım Suzan’ın gözlerimin önünde bu şekilde sikilmiş olması gözyaşlarımın akmasına neden olmuştu. Zaten yarım adam olmak yeterince kötüyken, bir de karımın bu koca sikli adama sikmesi için yalvarması ve ardından ağzına tecavüz ederken onun adıyla çığlık atması ve de amını tokmaklarken oruspunu sik diye yalvarması çok daha zor gelmişti.
Ben tam bunları düşünürken, metin yere uzanıp kulağıma “sence o da hoşlandı mı?” diye fısıldadı. Bu soruyu çok açık yanıtlamaya bir sıkıca yoktu. Zira karımın çok hoşuna gitmişti. Başımı sallayarak onayladım.
Sonra yeniden koca elini neşemde hissettim. Başımı karımın şişkin amına değene kadar bastırmıştı. Burnuma ikisinin organının kokuları dolmuştu. “temizle, benim için temizle, uyandığında onu bir daha sikeceğim” diye emretti. Sonra yüzümü yeniden spermle ıslanmış amına bastırdı. Karımın amının suyunun kokusunu ve tabi adamın sperminin kökünü duyuyordum. Spermler hala açıktan sızmaya devam ediyordu. Yüzümü bastırmasıyla amcık suyuyla karışık spermler dudağıma sıvanmıştı. “Sen tatlı çocuksun, hadi yalayarak diliyle amcığı temizle” dedi. Eliyle saçlarımı okşuyordu bir yandan da.
İyi adama mağlup olduğum için bu bir angaryaydı, bir cezaydı. Ağzımı açıp başka bir erkeğin spermlerinin tadını alarak yalamaya başladım. Amı sıcak ve yapış yapıştı fakat yinede yalayarak ve amının deliğini emerek son damlasına kadar temizledim. Sonra da geriye doğru oturup yüzümü sildim.
Metin kafama vurup, “biliyor musun ben karşıda oturuyorum, gece gidemem şimdi, bana bir oda göster de yatayım” dedi.
“Koridorda sağdan ikinci oda” dedim.
“Güzel” dedi bir köpekmişim gibi başımı okşayarak “karın uyarınca yanıma gönder, eğer bu küçük göt deliğine koca sikimi alabilirse bu gece dar bir göt sikmeyi planlıyorum” dedi ve beni karımın amına bakar şekilde bırakıp odaya gitti. Az sonra eski yatağımızdan gıcırtılar duymuştum; kendini yatağa atmıştı. Ben de kafamı acı acı sallayıp Suzan’ı orada bırak bizim yatak odamıza gittim ve uyudum.
Az sonra bir çığlıkla uyandım ve hemen doğruldum. Yan odadan yatak gıcırtıları ve karımın “görümü sik Metin” diye bağırmasın duyuluyordu. Yatağa kendimi yeniden bıraktım ve sesleri duymamak için yastık ile kulaklarımı kapattım. Ama pek kullanışlı olmadı. Zira sonraki bir kaç saat, adamın karımı sikme sesini ve karımı sik diye yalvarınız dinledim.
Ertesi sabah oldukça geç uyandım ve şükür ki ev çok sessizdi. Televizyonu açıp izlemeye başladım. Öğle vakti gelmişti, biraz sonra bir yatak geçirmişti ve ardından ayak sesleri duydum. Sonra tuvaletin kaysısı açıldı ve uzun uzun işeme sesi işittim. Mu Metin olmalıydı. Zaten an sonra da koridorda göründü, çıplaktı ve şişkin siki bacaklarının arasında sallanıyordu. Yine başımı okşayıp, önündeki soğuk biraya uzandı aldı ve kanepeye kendini bıraktı ve “gerçekten karının çok dar görü varmış. Ben içine bastırdıkça az kalsın sikim içinde yırtılacak sandım” dedi. Gözlerine bakmamak için yere halıya bakıyordum. “ama amı gerçekten çok tatlı, bir de oruspu olmayı çok iyi biliyor” diye ekledi.
Sonra ellerini kanepenin arkasına koyarak siki iyice görünecek şekilde bacaklarını ayırdı. Sikinin kıllarında sperm ve amcık suyu kuruyup kalmıştı. Hemen gözlerimi kaçırdım. Yaklaşık bir saat kadar sessizce oturduk. Ardından yine bir yatak gıcırdaması ve hafif bir ayak sesi duydum. Karım uyanıp doğru banyoya girmişti.
Aynı Metininki gibi uzun uzun işeme sesi evin içinde yankılandı. Ben sifonun sesini duyana kadar tam on beş dakika sessizce klozette oturdu. Ardından önce duşa kabinin kapı sesi ve sonra da duş sesi gelmeye başlamıştı. Bornoz giymiş ve saçını havluyla sarmış olarak yanımıza gelmesi yaklaşık bir saat sürmüştü. Mutfağa geçerken gözlerini Metinden kaçırarak bana bakıp gülümsemişti
Suzan oldukça yavaş ve aksayarak yürüyordu. Adam “ hey oruspu bana soğuk bir bira getir” diye seslendi. Adama bakmadan döndü ve dolaptan aldığı birayı ona uzatırken adam belinden yakalayıp onu bacaklarının arasına doğru çekti.
Adam birayı kenara iterek Suzan’ı çekip elini bornozunun kordonuna uzatınca Suzan bakışlarını kaçırmaya çalıştı. Ancak onu durdurmayı denemedi. Adam kordonu çözüp çıplak gücünü kendine doğru çekti. Metin karıma gülerek bakarken Suzan yine bakışlarını kaçırmıştı. Metin, “artık buna ihtiyacın olmayacak” diyerek bornozu üzerinden aşağıya sıyırmaya çalıştı. Suzan tartışmak istemiyordu. Elindeki bira kutusu bir elinden diğerine alarak her iki kolundan da bornozun sıyrılmasına yardımcı oldu şimdi borunuz vücudundan sıyrılacak halının üzerine yığılmıştı.
Metin uzanıp birayı aldı ve ayağıyla rastgele Suzan’ın bacaklarına vurdu. Suzan bacaklarını ayırdı. Elindeki bira kutusunu sıkarak “Oruspu amını göster bana” diye emretti. Suzan elini bacaklarının arasına uzatıp pürüzsüz amını açarak adamın incelemesine sundu. “Oh sen kendi amını güzelce temizlemişsin ama senin amının sularını benim sikimde bırakmışsın, şimdi temizle onu oruspu” dedi.
Suzan bana gizli bir bakış atıp, adamın bacakları arasına dizlerinin üzerine çöktü ve sikini yalamaya başladı. Çok zor olmuştu ama hepsini temizlenene kadar yaladı. Sik yeniden sertleşmişti. Adam “bu kadar yeter, şimdi kendi kendini becer” dedi.
Suzan doğruldu önünü bana arkasını adama dönerek bacaklarını ayırdı. Uzanıp bir eliyle amının dudaklarını ayırırken, diğer eliyle de adamın koca sikini yakalayıp amının ağzına kadar getirdi. Koca kafası amının dudakları arasına değdiğinde gözleri kapalıydı ancak kendini kaldırıp yavaş yavaş sikin üzerine bastırırken gözlerini iyice sıktı. Suzan adamın iyice kucağına oturana kadar yavaş yavaş sikin üzerinde aşağı yukarı hareket ederken alt dudağını ısırıyordu. Sonra adam aşağıdan hızla bastırınca Suzan ileri doğru uzanıp elleriyle yere değdi. Arsından adam kalçalarından yakalayıp sikinin üzerinde zıplatmaya başladı.
Suzan anında boşalmaya başlamış, kafasını hızla sağa solla sallıyor ve “sik beni Metin” diye orgazm çığlıkları atıyordu. Karım şehvet çığlıklarıyla amını sikmesi için adama seslenirken ben gözlerimi kaçırdım. Daha fazla görmek istemiyordum. Ancak karımın amına sikin her girişinde çıkardığı ıslak ses hala kulağıma geliyordu. Hareket ettiklerini duydum. Onlara doğru baktığımda, karımın adamın göğsüne sırt üstü uzandığını ve ayaklarını dizleri üzerine koyduğunu, adamın da alttan kalın sikiyle amını tokmakladığını gördüm. Suzan nefes nefese sürekli adamın adını söylerken başını iyice göğsüne gömmüştü.
Metin iki eliyle uzanıp karımın memelerini yakalayıp sertçe okşarken bana bakıp sırıtıyordu. Meme uçlarına parmağımda vurup, eliyle memeleri yukarı doğru kaldırdıkça Suzan çığlıklar atıyordu. Suzan çığlıklar içinde kendini geriye doğru savuruyor ama Metin hala sikmeye devam ediyordu. Adam, Suzan’ın dizlerinden tutup bacaklarını yukarı kaldırınca iyice ayrılmış amın içinden çıkan siki gördüm.
Adam “oruspu al şunu görüne sok” diye emretti.
Suzan amından çıkan siki yakalayıp götünün deliğine doğru kaydırdı ve içine doğru bastırdı. Sik götüne girince Suzan’ın ağzından müthiş bir çığlık koptu. Metin kollarıyla, karımın kollarının etrafını sararak bacaklarınıza iyice yapıştırıp görümü sikmeye başladı.
Adam şaklatarak sikini daha da derine sokarken “sikinin hepsini götümün içinde istiyorum de bana oruspu!” diye bağırdı.
Suzan ilk defa onun istediğine olumlu yanıt vermemiş kafasını sallamaya devam etmişti. Ancak Metin bunu pek hoş karşılaması ve dar dirliğine canını acıyacak gibi sokmuş yaptı ve “yalvar bana oruspu!” diye bağırdı.
Suzan asla anal seks yapmak istemez, her göt deliğine dokunuşumda yerinde sıçrayarak benden uzaklaşırdı.
Metin sikinin sadece yarısını sertçe göt deliğine bir daha bastırdığında Suzan yine sessiz kalıp bir şey dememiş ancak yüzünün buruşmasından acı çektiği apaçık belli olmuştu. Sonra birden yüzü pembeleşti ve gözlerini kocaman açtı; belli yeniden orgazm oluyordu. Amının suları yarığından sızıp götünü siken yarağın gövdesine akıyordu. Kafasını çıldırmış gibi sallayarak çığlık çığlığa “götümü sik Metin, hepsini, sikinin hepsini içimde istiyorum, sok hadi sok” diye bağırdı.
Adam hırsla “bir daha!” diye bağırdı.
Suzan “sik götümü, lütfen Metin sik götümü” diye karşılık verdi. Adam koca sikiyle amını tokmaklamaya devam ederken Suzan durmadan çığlık atıyor ve hiç ara vermeden “sik götümü” cümlesini tekrar ediyordu. Sikin koca kafası girdikçe göt deliği inanılmaz genişliyor Karım çığlıklarına devam ediyordu.
Gözleri, sanırım yaşadığı acıdan dolayı tamamen yaşla dolmuştu ama adeta bir dere gibi taşmış, amı açılıp kapanarak kusar gibi suları fışkırıyordu. Tatlı Suzan’ımın götünün delinmesini daha fazla izlememek için gözlerimi kaçırınca, adam karıma “söyle kocana, koca kalın bir sikle götünün sikilmesini seyretsin” dedi.
Karım soluk soluğa “bak bana Cemil, bak koca sik nasıl giriyor götüme bak Cemil” derken gözlerimi kapatmıştım. Ama bu sözler üzerine yavaşça ona baktığımda koca siki ta bağırsaklarına kadar içine aldığını hissettim. “Bak Cemil, Metinin koca siki nasıl tokmaklıyor götümü izle” diye bir kez daha tekrarladı. Metin eğilip kulağına ne fısıldarsa Suzan bana onu söylüyordu; “Metinin siki kocaman seninkinden çok büyük, içimi tamamen dolduruyor, senin asla beceremeyeceğin gibi beni beceriyor ve boşaltıyor. Onun siki çok seviyorum Cemil, sen asla beni götümden sikemedin ama o sikiyor. Tanrım, o kadar sert ki…”
Beni aşağılamak için kelimeleri tiz bir sesle ve soluk soluğa söylerken yeniden adamın sikinin üzerindeyken boşaldı. Yaşadığı kaçıncı orgazmdı sayamadım. Tam bu sırada Metin de korkunç hırıltılar çıkararak siki göte daha da bastırarak boşalıp spermlerini karımın götünün içine fışkırtmaları başladı. Suzan içi spermle doğarken öyle rahatlamıştı ki ‘içimi doldur’ diye çığlıklar atıyordu.
İkisinin de boşalması bitince Metin karım Suzan’ı bıraktı ve o da adamın üstüne bir külçe gibi yığıldı. Suzan başından tırnak ucuna kadar kıpkırmızı olmuş üzerinde uzanırken, adamın siki hala görünün içinde duruyordu.
Metin, Suzan’a kendi birasından bir yudum ikram etti, karım birayı hiç sevmezdi ama şimdi birayı kapıp iştahla yudumlamaya başladı. Suzan birasını içerken Metinin siki yavaşça kayıp götünden dışarı çıktı. Metin karımın kulağına bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine Suzan ayaklarını adamın dizinden yukarı kaldırıp bacaklarını götü görünecek şekilde yukarı kaldırdı. İyice kızarmış göt deliği sıkıca kapanmış ama arasından adamın spermleri sızıyordu.
Suzan parmağını bükecek bana gel işareti yapıp “buraya gel ve götümü temizle küçük çocuk” dedi. Ben kafamı çevirdim. “Çevirme kafanı, sen bir erkek olarak işe yaramaz özürlü birisin, gel buraya ve götümü temizle!”diye bağırdı. Ben kafamı hayır anlamında salladım ama o “hadi küçük çocuk, gel ve götümdeki Metin’in spermlerini yala” dedi ve aşağılayacak dil dökmeye devam etti.
Sonunda pes edip oturduğum yerden yuvarlanıp yere indim ve onalar doğru süründüm. Metinin siki yakından daha büyük görünüyordu ama onu görmezden gelip dilimi Suzan’ın amına soktum. Suzan “götümü diyorum sikin avanak!” diye bağırınca dilimi, karımın kuru tatsız götü ile Metinin sperminin tadını alıncaya kadar aşağıya kaydırdım. Yavaş yavaş götünden sızan Metinin spermlerini kızarmış göt deliği üzerinden yalayarak temizlemeye başladım. Dilimi arasına göt yarığında gezdiriyordum. Ancak Suzan hemen “sadece göt deliğimdeki spermleri em çocuk” diye emrediyordu. Ben de dudaklarımı büzerek göt deliğinin üzerine yerleştirdim ve dilimde içine bastırarak spermleri emmeye başladım. Metinin spermleri ağzıma akarken Suzan da kendini ağzıma doğru ittiriyordu.
Spermin tadından midem kalkmış kusmak istiyordum ama götünden spermleri emmeye mecbur olmuştum. İşim bitince Suzan kafamı tıpışlayıp yerime geçmemi söyledi. Ben sandalyeme doğru sürünürken “akıllı çocuk” deyip adamın dizleri atasına çözüp yalayarak sikini temizledi.
Suzan bana sırıtacak bakan adamın yüzüne bakarak taşaklarını yalarken, işte bu dedim kendi kendime yenilgiyi kabul ederek; Suzan artık daha fazla senin olmayacak, şimdi o Metin’in olmuştur. Bakışlarımı kaçırıp yere baktım; yenilmiştim.
Metin, Suzan’ı itip kendinden uzaklaştırdı ve ayağa kalkıp “şimdi banyo zamanı” dedi ve koridora yöneldi. Sonra dönüp “gel oruspu” diye emretti. Suzan da kalkıp onu takip etti. Sonra “eğer sikimi istiyorsan sürünecek gel oruspu” dedi. Suzan yere bakıp yavaşça çömeldi ve dört ayak üzerine pozisyon alıp sürünecek onu takip etmeye başladı. O sürünecek adımı koridora doğru takip ederken mende sağa sola kıvrılan götünü görebiliyordum.
Biraz sonra duşun çalıştığını duydum, ardından Suzan’ın Metin’i ismiyle çağırdığını işittim. Sonraki bir saati de Metin’in katım Suzan’a yaptığı cinsel tacizin sesini dinleyerek kendi kendime ağlayarak geçirdim. Az sonra da Suzan’ın çırılçıplak yapışık vaziyette durduğu Metin tamamen giyinmiş şekilde kapıya doğru yöneldi. Beni görünce “şu zavallı piçe bak” dedi, “kötü sikici, benim gittiğimi sanarak, bu adi oruspuyu siktiğimi göremeyeceği için nasıl da ağlıyor” diye dalga geçti. Gözlerimi aşağıya çevirerek duygularını tamamen kaybetmiş bu ikiliden gözlerimi kaçırdım. Metin yine karşıma geçip saçlarımı okşadı ve “takma yavrum” dedi, “ halı saha maçım var oraya gideceğim için ara verdim sadece, bitince geri geleceğim ve sabaha kadar senin fahişeni sikeceğim sen de seyredebileceksin, üzülme” diye beni aşağıladı.
Sonra da ben alttan kaçak bakışlarda onu izlerken kapıdan çıkıp gitti. Suzan çırılçıplak olarak, o taksiye binene kadar arkasından baktı. Sonra da bir şey demeden koridora yönelip kayboldu. Ben salondaki kanepeye baktığımda dün geceki olaydan kalan kocaman beyaz lekeyi görüyordum. Gözlerimi kapadığımda Suzan’ı tokmaklayan koca alet gözümün önüne geliyor, kulaklarımda ise karımın sekmesi için yalvaran çığlıkları çınlıyordu. Ardından yatak gıcırtılarının sesi başka bir gözyaşı seline neden oluyor ve kendimi tamamen küçülmüş ulaşmış değersizleşmiş hissediyordum.
Yaklaşık sonraki bir kaç saat içinde Suzan’dan hiç ses soluk çıkmadığı gibi yanılmada gelmedi. Nihayet evin sessizliğini kapıya yanaşan koca bir kamyon ve kapıyı çarparak içeri giren bir kaç adamın gülüşmeleri bozdu. Ardından içeriye yanında, kendisi gibi iri kıyım iki adamla birlikte Metin girdi. “Merhaba göt yalayıcı, nerede benim oruspum?” sordu. Ben bakışlarımı ondan kaçırıp o buzdolabına gidip arkadaşları ve kendisi için bira alıp onları kanepeye oturttu. Kendisi de bir sandalye çekip karşıma oturdu ve “Hey oruspu, gel buraya siktiğimin amcığı!” diye bağırdı.
Önce bir yatak gıcırtısı ardından da koridordan hafif ayak seslerini duydum. Sonra birden ayak sesleri kesildi, Suzan durmuştu. Koridorun bizden tarafına eli ağzında ince vücudunun gölgesi düşmüştü.
Metin, ayağındaki futbol şortunu sıyırıp sertleşmiş sikini ortaya çıkararak “getir o dar götünü buraya oruspu!” diye yeniden bağırdı.
Suzan saçlarını geriye atıp salona geldi. Koltukta oturan öküz gibi iki adama baktı; ikisi de ona bakıp gülümsüyordu; bana yakın olan uzun saçlı adam, karımın güzelliğine iç geçirerek elini giysilerinin üzerinden aletine atıp okşamaya başladı. Kel kafalı olan diğer adam ise dişleri arasından bir ıslık çalarak gözlerini kocaman açtı.
Metin sinirli bir şekilde “getir o siktiğimin kafasını da sikimi ağzın al!” diye bağırdı
Suzan adamın önüne eğilip, iki eliyle koca sikini kavrayıp, dudaklarını iyice açarak koca kafasını ağzına aldı. Metin sikinin başı ağza girer girmez hızla bastırıp ta gırtlağına kadar sokmuştu. Suzan böyle dizleri üzerinde önünde çökmüşken hiç bir şey yapamazdı sik gırtlağına kadar girince nefessiz kalıp öksürmeye başlamıştı. “O kadar dar bir gırtlağı var ki, hangi dar deliğini sikeceğimi şaşırdım” dedi gülerek.
Sonra dişlerini sıkarak pazılarını şişirerek Suzan’ın başını sikine doğru bastırdı. Sik ağzına yavaş yavaş girdikçe, Suzan nefissiz kalmış hırıltılarla karışık bağırarak adamın kalçalarını yumruklamaya başlamıştı. Ağzına ne kadar girdi göremiyordum ama duyduğu boğulma hissinden olsa gerek parmaklarını ve tırnaklarını adamın baldırlarına geçirmişti. “Çırpınma oruspu, sikimi iyice çek ağzının içine” diyerek koca eliyle karımın başını biraz daha sikinin üzerine bastırdı ve başını zevkle arkaya atarak “Ohhh Tanrım, o kadar sıkı bir gırtlağın var ki” diye haykırdı.
Kel adam gülerken, diğer adamın gördüğü manzara karşısında önünün kabarmaya başladığı görülüyordu.
Metin, Suzan’ın kafasını serbest bırakınca, biraz olsun nefes alabilmişti. Ancak adamın “getir o siktiğimin başını” emrini duyunca başını sallayıp siki ağzına almak için yeniden eğildi. Metin gene başını tutup hızla yeniden sikinin üzerine bastırdı. Adamın göğüs kasları gerilmiş “işte sikimi emen fahişe bu!” diye bağırdı. Suzan kollarıyla adamın kalçalarına vurmaya başladı ve bunun üzerine Metin kendini geri çekti. Suzan’ın gırtlağında bir öksürük fırtınası çıktı adeta. Katliam ağzına almak için sikin üzerine eğiliriken, Metin de onun saçlarını yakalayıp omuzlarının üzerinde topladı ve ensesinden bastırdı.
Metin kendini geriye doğru atıp onun sikini tamamen ağzına alması seyrederek “daha derine oruspu” diye bağırdı. Suzan öğürerek başını daha sike doğru bastırdı. “Sikimi yutacak mısın yoksa ben zorla mı yaptırayım oruspu!” diye yeniden bağırdı. Bu tehdit üzerine Suzan hızla başını daha da bastırdı ve yavaş yavaş siki gırtlağına sokamaya başladı. Bastırdıkça kafası iyice adamın kucağına doğru gidiyor, her ilerleyişte vücudu bir yaprak gibi titriyordu. Ama yine de adam kafasını okşayıp “ bu iyi işte oruspu” diyene kadar bastırmasını sürdürdü. “Şimdi beni boşalt sürtük” diye emretti. Suzan sik gırtlağındayken yavaş yavaş kafasını ileri geri oynatarak adamın gırtlağını sikmesini sağlıyordu. Boğulacaktı yüzü mosmor olmuştu. “Oh evet, adi fahişe, yut sikimi” diye söyleyerek kafasını geriye doğru attı.
Ya adam çok azmıştı yada karım işini çok iyi yapıyordu ki, oturduğu sandalyenin kollarına tutup gerilerek boşalmaya ve karımın gırtlağını doldurmaya başladı. Adamın bu ani boşalması üzerine Suzan Metinin kalçalarına kollarıyla vurarak sikin ağızdan çıkmasını istedi ve adam onun başını serbest bırakınca siki yavaş yavaş ağzında çıkararak bana döndü. Yüzünde koca bir sırıtışla vardı ve sırıtın ağzından Metinin spermleri salyalı çenesine doğru sızıyordu. Boşalmaya devam eden adamın siki serbest kalmış, spermleri karımın burnunun yanına ve sağ gözünün üstüne fışkırtmaya devam ediyordu. Suzan’ın sağ göz çukuru spermler tamamen dolmuş yüzüne doğru akıyordu. Suzan sızan spermleri silmek için uzandı ancak Metin ona engel olup “elleme oruspu, herkes senin nasıl bir sürtük olduğunu görsün” dedi
Kel adam da gülerek “haklısın Metin, tam bir sik delisi küçük orospuymuş bu kadın” dedi. Diğer adam da “ya ya” diye onu onayladı.
Metin Suzan’ı dürterek “oruspu ayağa kalk ve arkadaşlarıma çürüttüğüm amını göster” dedi.
Suzan ayağa kalkıp, bacaklarını ayırdı ve elleriyle amının dudaklarını tutup iki yana çekerek adamların incelemesine sundu. Bunu gören kel adam dudaklarını yalarken, uzun saçlı olanı pantolonunun üzerinden kabarmış sikini okşamaya başladı; adamın pantolonun önü sikinin sıvısından ıslanmıştı.
Metin “parmakla amını, delikanlıların sikmesini için nemlendir” diye emir verdi. Suzan bir elini uzatıp üç parmağını birden kolayca amına sokup parmaklarken, diğer elini de vücudu okşayarak yukarıya doğru kaldırıp memesinin birini okşamaya başladı. Suzan mastürbasyon yapmaya devam ederek bacağının birimi kaldırıp, uzun saçlı adamın bacaklarının arasını yerleştirip, ayak parmaklarına pantolonun üzerinden kabarmış sikini okşamaya başladı. Parmağını daha derine soktukça inlemeye ve değişik sesler çıkarmaya da başlamıştı.
Metin “oruspu ne istediği söyle bana” diye sordu.
Suzan “yarak!” deyip devam etti ve “büyük, sert, öfkeli ve zonklayan bir yaprak” diye inledi.
Metin yeniden “nerede istiyorsun o yarağı sürtük?” diye sordu.
Suzan “içimde, ateşli sert bir siki içimde istiyorum, zonklayan bir sikin beni sert bir şekilde sikmesini istiyorum, içimi doldurmasına ihtiyacım var” diye sesi daha da yükselerek ve inleyerek, yüzü ve vücudu gittikçe kızararak ve hırıltılar çıkararak eli Akın içindeyken müthiş bir orgazm yaşamaya başlamıştı. Elini amından çıkardığında parmakları sırılsıklamdı ve parmaklarını yalayarak temizledi. Uzun saçlı adama bu olanlar çok tahrik edici gelmiş olmalıydı ki, inleyerek futbol şortunun içinde boşalmaya başlamış ve şortun önü köpürerek leke genişlemişti.
Suzan adama neler yaptığını görünce ayağıyla oynamayı biraz daha sürdürmüş, sonra eğilip şortunun önündeki lekeyi yalamaya başlamıştı. Önce sadece lekeyi yaladı, sonra şortun üzerinden siki kavrayıp düzeltti ve ağzını pantolonun üzerinden bastırarak siki emmeye başladı. Siki uzun uzun yalarken uzun saçlı adam inleyerek nefes nefese kalmış yeniden boşalmaya hazır hale gelmişti. Suzan başını adamın sikinin üzerinden çekince, boşalmaya yaklaşmanın heyecanıyla adam “sürtük!” diye bağırdı. Ama Suzan ona aldırmadan, şişkin serbest kalana kadar şortu aşağıya sıyırdı. Sik serbest kalınca koca pembe başıyla karımın önünde bir yay gibi sallandı.
Sik serbest kalır kalmaz Suzan hemen üzerine atılıp ağzının içine dibine kadar aldı. O ana adam “sen tam bir oruspusun!” diye bağırdı. Adam karımın başını ensesinden yakalayıp sikine doğru bastırır bastırmaz sik ağzın içinde boşalıp fışkırtmaya başlamıştı. Suzan kafasını geri çekip ağzından siki çıkarınca adam “oruspu!” diye bir kez daha bağırdı. Ama Suzan’ın uzaklaşmasına izin vermeyip sikini yakalayıp son spermlerini karımın yüzüne fışkırttı.
Bunları seyreden kel adam gülerek pantolonunu sıyırıp, “şu ateşli ağzın tadına bende bakmak istiyorum, gel buraya ve al şunu ağzına kaltak!” dedi
Suzan yerini değiştirip, kel adamamın azgın ve sert sikini ağzına alıp, yüzünü adamın kucağına iyice bastırdı. Adam “Tanrım, ne dar gırtlağın varmış” diye çığlık attı. Adam şehvetler homurdanarak kendini geri alıp kuvveli bir şekilde sikini Suzan’ın ağzına iyice bastırdı. Suzan siki ağzından çıkarıp bir eliyle gövdesinden tutup, diğer eliyle de taşaklarını okşarken, diliyle de sikin kocabaşını ve kenarlarını sertçe yalamaya başladı. Adam “ooogghhhh” diye hayvanı sesler çıkarırken siki patladı ve karımın yüzü bir kez daha spermle kapladı.
Suzan fışkıran sikine kendini bastırırken adam “kudretli Tanrım,” diye çığlık attı ve kendini kanepeye bıraktı. Sonra karımın kafasını tıpışlayarak “ne muhteşem oruspuymuşsun sen!” dedi. Suzan spermler nedeniyle yüzünün yarısına yapışan saçlarının arasından gülümseyerek baktı. Sonra yavaşça ağzını açıp, ağzında biriken spermlerin serbest kalıp, çenesine ve oradan da memelerinin üzerine sızmasına izin verdi. Sonra memelerine damlayan spermlerini meme uçlarının etrafına yayarak göğüslerini okşadı. Adam “ne pis oruspuymuşsun sen” diyerek karımı itip kendisinden uzaklaştırdı.
Metin kahkaha ile gülerek “getir dar götünü buraya” diye bir kez daha emir verdi.
Suzan çalışkan bir işçi gibi hemen ayakları üzerine doğrulup, arkasını Metin’e dönerek göt deliğini Metin’in sikinin üzerine bastırdı. Metin karımın iki bacağını yukarı kaldırıp kendine doğru sertçe bastırınca, Suzan’ın spermle kaplı yüzünü buruştu ve acıyla çığlık attı. Adam siki dibine kadar sokmuş, sert bir şekilde tokmaklıyordu. Suzan nefes nefese kalmış, çığlıklar atarak “sik! Götümü sik” diye bağırırken, dizlerini daha da yükseğe kaldırınca iyice açılmış ve içinden sular fışkıran amı gözler önüne serilmişti.
Uzan saçlı adam “bu sikilmiş amdan biraz da ben tadayım deyip” ayağa kalktı ve şortunu aşağıya sıyırdı.
Sonra Metinin bacaklarının üzerine yerleşip, sikini Suzan’ın amına doğru uzatıp, kalçalarını ileri doğru bastırarak tek bir harekette siki amın dibine kadar soktu. Ama giren sik karımın çığlık atmasına neden olmuştu. Suzan çığlık atarken, adam “bunu da al oruspu!” diye bağırdı. İki koca ve kalın sik pompalarken Suzan çığlıklar atıyor ama aynı zamanda iki eliyle uzanıp, uzun saçlı adamın kalçalarına yapışmış, daha derine girsin diye kendine doğru bastırıyordu.
Kel dama bana bakarak “tam bir oruspu karıyı eş olarak almışsan dedi ve ayağa kalkıp, ayak bileklerine kadar sıyrılı şortunun içinden çıkıp, sikini eline aldı ve karımın uzun saçlı adamın altındaki başını kendine doğru çekip, ağzına soktu. Sürekli orgazm çığlıkları attığından sürekli açık olan ağzına siki bastırdı ve hemen gırtlağına kadar ulaştı. İki adam tarafından sikilen karım, ağzına giren sike rağmen inlemelerine devam ediyordu.
Amı siken uzun saçlı adam ilk olarak patladı ve siki amdan çıkarıp bir adım geriye attı ve spermleri Suzan’ın üstüne fışkırtmaya başladı. Adam bir adım daha geri atınca, spermlerin çoğunun Suzan’ın sol memesine fışkırdığını ve aradan sızarak karnından amına doğru aktığını gördüm. Ardında kel adam kalın sikini karımın ağzında çıkarıp eliyle tutarak ve sıvazlayarak, Suzan’ın yüzüne ve memelerine spermleri akıttı. Ardında karımın istekli ağzına yeniden sokup iyice temizledi. En sonunda Metin de uzanıp sikini göt deliğinde dışarı çıkarıp, karımın amının önüne getirdi ve titreyerek boşalmaya başladı. Arka arkaya fışkırıyordu. Her fışkırtmasında taşakları bir pompa gibi hareket ediyor, spermler karımın göbeğini ve bütün amını kaplıyordu.
Suzan da nefes nefese kalmış, bacaklarını aşağı indirerek, uzanıp adamın damlayan sikini yakalamış ve sikin başını arsız arsı sırıtarak amının içine sürtüyordu.
Sonunda Metin, inmiş sikini ağzına alması için karımı üzerinde yere doğru itti. Sonra uzanıp bir kutusundan bir kaç yudum aldı ve bira bitince de kutuyu yamultup “git bir kutu daha getir” Suzan’a emretti.
Suzan kalkıp herkes için yeni bara getirdiği anda kapı bir kez daha çalındı. Birden herkes sessiz ve hareketsiz kaldı. İlk harekete geçen Metin oldu, Şortunu ayağına geçirdi ve kapıya doğru gidip açtı “ne istiyorsun?” diye seslendi. Kapıdaki “geçen gece duyduğum sesler için geldim, bir sorun mu var?” diye yanıt veren sesi tanımıştım, bu yan komşumuz Ayhan’ın sesiydi. Akşamki sikiş seslerini duymuş olmalıydı. Sonra “Suzan veya Cemil evde mi? Onlarla görüşebilir miyim?” diye devam etti. Ayhan Bey herhangi bir böyle durumda hep halimizi sorardı.
Metin, “buradalar ama gece olanlar sana ne lan?” diye bağırdı.
Ayhan Bey “kabalaşmaya gerek tok, sen de kimsin?” diye öfkeyle sordu.
Metin “istediğim gibi konuşurum sana ne ulan, defol git” diye yanıt verirken pis pis sırıtıyordu.
Ayhan Bey öfkeyle “ya özür dile yada polisi arayalım şimdi” dedi.
Bunun üzerine Metin kapıdan dışarı doğru uzanıp “gel içeri lan” deyip Ayhan’ı tutup içeri çekti. “Eğer çok istiyorsan sana Suzan’dan kişiler özürlerini sunarım” dedi. Ayhan Bey şaşkın şaşkın bakarken Metin ensesinden tutup salona soktu. Ayhan Bey gördüğü manzara karşısında ağzı açık kalmış gözleri yuvasından dışarı fırlamıştı; içerde çırılçıplak iki hayvanı adam kanepeye oturuyordu ve yerde Yüzünden spermler damlayan ve çıplak göğüslerini adamın birinin futbol şortuyla örtmeye çalışan ve gözlerini dikip kendine bakan karım Suzan bulunuyordu.
Ayhan Bey sürekli camiye giden dindar biriydi. Ancak onu defalarca evden çıkarken perdenin arkasından karımı gözlediğini görmüştüm. Metin Suzan’a “bu adam dün gece yaptığın gürültülerden dolayı özür dilemeni istiyor, özür dilemek için sikini emebilirsin mesela” deyince Ayhan Beyin aklı başından gitmişti.
Suzan şimdi bakışlarını yere dikmiş, neler yaptığının farkına varmıştı. Şimdi komşusunun yüzene nasıl bakacaktı. Metin “Yala şu kahrolası siki!” diye bağırdı. Bu emir üzerine Suzan fırlayıp kalktı ve Ayhan’ın pantolonuna doğru yöneldi. Ayhan Bey yarı gönülsüzce onu durdurmak istiyor yada öyle görünüyordu. Adamın parmaklarıyla sıkıca tuttuğu pantolonu sıyırırken sertleşmiş sikini meydana çıkardı. Şaşırmıştım, siki uzun değildi ama mantara benzeyen başıyla çok kalındı. Suzan Ayhan’ın tepki vermesine fırsat vermeden hemen siki yakalayıp ağzına soktu. Adamın çenesi kaymış, açılabildiği kadar ağzı açılmış, sarışın bir başın sikinin üzerinde çalışmasını izliyordu. Adam hemen “oh tanrım” ıkınarak diyerek spermlerin boşaltmaya başladı.
Metin Ayhan’ı geriye doğru iterek “bu kadar özür yeter mi?” diye sordu.
Ayhan Bey hiç bir şey demeden yutkununca, Metin karıma dönüp “yeniden em” dedi.
Suzan hemen dudaklarını sikinin başına koydu ve sırıtın Ayhan Beye bakarak mantara benzer başını diliyle yalamaya başladı.
Ayhan Bey kekeleyerek “hayır hayır” dedi ama onu durdurmak için de bir şey yapmadı. Suzan kalın sikinin üzerinde dudaklarıyla ileri geri giderken “tanrım yardım et!” diye inledi. Bu defaki biraz daha uzun sürmüştü ama yine de Ayhan Bey kendini tutamayarak kalçalarını ileri doğru bastırdı ve Suzan’ı nefesimiz bırakarak ağzının içine boşaldı. Suzan siki tamamen temizleyene kadar emdi. Sonra gülümseyerek ağzını açıp ağzındaki spermleri Ayhan Beye gösterdi. Ardından hepsini yuttu ve diliyle yumuşamış sikten damlayan som spermleri de yalayarak ağzına aldı ve onları da yuttu.
Metin “tamam oldu mu, yoksa bir daha emmesini isteyeyim mi?” diye sordu.
Ayhan Bey tam bir şok vaziyetindeydi ve söyleyecek söz bulamıyordu, “hayır, hayır, bu kadar yeterli” diye mırıldandı.
Bunun üzerine Metin pantolunu hala ayak bileklerine kadar sıyrık olan Ayhan Beyi kapıya doğru sürükleyerek “şimdi defol sapık pezevenk” diye bağırıp dışarı fırlattı. Tam bu sırada kapının önünden geçmekte olan bir kadın yarı çıplak Ayhan Beyi görünce çığlık atarak oradan kaçtı. Ayhan Bey evine doğru yönelirseniz pantolonunu toplayıp kadına sırıtacak el salladı. Onun bu hareketi hepimizi güldürmüştü. Tam o sırada Suzan’ın üzerime doğru eğildiğini, memelerinin yüzüme yaklaştığını ve ateş gibi sıcaklık saçtığını, meme uçlarının sertleşmiş ve seks koktuğunu hissetmiştim. Suzan baktığımı görünce meme ucunu ağzıma soktu. Emmeye başladığımda çok sert ve plastik gibi olduklarını hissettim.
Metin ne yaptığımı görünce güldü ve Suzan’ı aşağıya doğru bastırıp sikini ona doğru uzattı. Koca sik şimdi tam burnumun önündeydi. Suzan siki ağzına alıp emmeye başladı. Suzan burnu sikin kıllarına değene kadar dudaklarını gövdesinde kaydırdığında, uzun saçlı adam arkasına geçmiş sikini götüne sokmuştu. Suzan boğulmayla karışık bir çığlık attı. Metin ağzını, uzun saçlı adam götünü sikmeye başlayınca oturduğum sandalye bir beşik gibi sallanmaya başlamıştı. Uzun saçlı adam sikini gören çıkarıp ama amdan çıkarıp göte sokarak sırasıyla ikisini de sikmeye başlayınca Suzan inilemeye ve tüm vücudu titremeye başladığında bir orgazm daha geldiğini anlamıştım. Suzan boşalırken, Metin de inleyerek Suzan’ın kafasını geriye doğru çekerek tam gözlerimin önünde iri siki patlamış ve uzun bir ip gibi yüzüne akmıştı. Suzan bir damlasını bile kaçırmamak için ağzını tamamen açmış ve spermleri yakalamaya çalışıyordu.
Metinin boşalması bitince Suzan bana dönüp ateşli bir şekilde dudaklarımdan öpmeye başladı. Dudakları yumuşak, şişkin ve tuzluydular. Sonra üzerinde henüz Metinin spermleri bulunan dilini ağzımın içine soktu. Önce kusacak gibi oldum, ama o fırsat vermeden daha da ağzıma bastırdı. Bütün spermler ağzıma dolmuş, dudaklarımı yayılmıştı. Sonra yeniden yüzüme ve ağzıma yayılan spermlerini diliyle yalayıp yutuyordu. Diliyle yaptığı ataklardaki öpücüğü şehvet ve vahşet doluydu. Eli dolaşarak pantolonumun üzerinden sikimi buldu ve onu okşamaya başladı. Ben de onu, en az beni öptüğü şehvette öptüm. Sapık oruspu bir eşin olabileceğinden daha fazla azmıştım.
Suzan, uzun saçlı adam onu sikerken tam üç kez daha orgazm olmuştu. Ağzı ağzımdayken inlemelerini sürdürüyordu. Sonra adam da boşalmaya başlamış, boşalmanın şiddetiyle karımın dibine soktukça karımı benim sandalyeme gömüyordu. Adamın boşalması bitince sikini götünden çekmişti. Suzan götünden sızan spermleri parmağımda silerek, sperm bulaşan bu parmağını ağzıma soktu. Spermle karışık karımın sıvılarının tadını almıştım. Sonra ağzındaki spermleri yalayarak beni öptü ve diline toplanan spermleri ağzımın içen bastırdı. Diliyle daha derine soktukça onun şehveti ve arzusuyla birlikte ben de heyecanlanmıştım.
Kel adam öpüşmemizi kesip karımı kendine doğru çevirince, kucağıma oturuverdi. Adam Suzan’ın bacaklarını yukarı kaldırıp, sertleşmiş uzun ve kalın sikini amına soktu. Suzan yüzünü başını bana doğru arkaya atıp, hafif yan dönüp bana bakıyor, şehvetler çığlıklar atıyordu. Derken adamı. Her bastırışında oturduğum sandalye sallanmaya başladı ve ben birden kendimi karımın bacaklarını tutup ayırarak onun karımı daha sert sikmesini sağlıyor olarak buldum. Adam karımı sert bir şekilde sikerken yüzünün buluşmasından acı çekiyor gibi görünüyordu. Suzan adama amını sikmesi ve bu pis yarığını cezalandırması için yalvarmaya başladı. Adamın her darbesinde karımın çığlıklar atmasına ve kalçaları kucağıma çarpmasına neden oluyordu. Suzan kaç defa boşaldı artık sayamıyordum.
Derken adamın kalçalarından terler akmaya başlamış, kasları iyice gerilmiş ve müthiş bir iniltiler Suzan’ın içine iyice bastırarak boşalmaya başlamıştı. Suzan da bir kez daha soluk soluğa zirveye ulaşmıştı. Sonra adam elleriyle memelerine şaplaklar vurunca Suzan acıyla yerinden sıçrayıp götü sikinin üstüne gelecek şekilde kucağıma oturdu. Benim bu halde olduğumu fark edince iki ayağını kel adamın göğsüne bastırıp onu geriye doğru itti ve dönüp pantolonumun sıyırıp sikimi dışarı çıkardı.
Suzan ortaya çıkan boğulmuyor ve çarpık ama sert ve kendisine doğru dikilmiş sikime baktı. Ne diğerlerininki kadar büyük ne de düzgün biçilmiyordu ama o kafasını kucağıma gömüp, ağzının sıcaklığı yıldırım gibi sikimi sarınca yerimden sıçradım. Dilinin dolana dolana sikinin gövdesini sarması beni zevkten titretiyordu.
Anında çığlıklar atarak ağzına boşalmaya başladım. Suzan daha önce benim spermlerimi hiç yutmamıştı ama şimdi sikimi emdiğini ve spermlerin her damlasını yuttuğunu hissediyordum. Neredeyse taşaklarımdaki bütün spermleri emerek çıkaracaktı. Boşalmam bitince, Suzan yumuşak bir şekilde yalayıp emerek sikimi temizledi ve nazikçe öptü. Sikim iyice boşalınca ve sönünce, Suzan yeniden sikimi emmeye başladı. O kadar sert ve istekli emiyordu ki benim yaşlı aletim ona hemen tepki vermeye başlamıştı.
Suzan ışıldayan bir ifade ile kocaman bir gülümseme ile yüzüme baktı ardından göz kırptı. Yüzü hale spermle kaplıydı. Sonra yerinden kalkıp beni öperken benim de yüzüme tatlı bir gülümseme yayılmıştı. Dudaklarında kendi spermlerimin tadı vardı ancak bu öpüş önceki gibi ateşli, şehveti ve kaba değildi, aksine yumuşak, şefkati ve sevecendi. Aslında zaten Suzan beni hep öyle öperdi. Suzan öpücükten sonra benden ayrılırken, gözlerimi açtığımda onun gözlerinde yaşlar görmüştüm. “Sana bir itirafta bulunmak istiyorum” dedi. Başı öne eğik, kendi parmaklarıyla oynuyordu. Ben kafamı kaldırıp soru dolu gözlerle ona baktım.
“Bu…” dedi, biraz durakladı, sonra “bu tam olarak göründüğü gibi değil, Metin aslında bir muhasebeci değil” diye sürdürdü. Ben de öyle olmadığını tahmin ediyordum zaten ama kafa mı salladım. “Aslında bir doktor, cinsel hastalıklar konusunda uzman bir psikiyatr” diye açıkladı.
Biraz yana kayarak Suzan’ın yanından Metine baktım. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana el sallıyordu. Bu durum gerçek üstü bir tablo gibiydi. Bana sırıtan bu çıplak koca heriften bakışlarımı yeniden Suzan’a çevirdim.
Suzan yere çömelip iki eliyle yüzümü tuttu ve “Seni seviyorum Cemil, seni bütün kalbimde seviyorum, seninle sevişirken, eskisi gibi olamadığın için duyduğun hüsranı ve istediğin performansı yapamadığın için gittikçe çöktüğünü görebiliyordum. Bu durumu sevdiğim adamda görmek korkunçtu. Ben de özellikle senin durumunda olan insanlar için çalışan bu adamları buldum. Bana bunun çok kolay olamayacağını anlattılar. Ben ise bu kadar zor olabileceğinin farkına varamamıştım. Çok yorulmuş ve neredeyse vazgeçecektim” diye açıkladı ve bana iyice yaklaşıp gözlerimin içine bakarak eliyle sertleşmiş sikimi kavrayıp sıvazlamaya başladı. Sonra “ama bu şeyin yaptıkları görülmeye değerdi. Cemil, seni bütün kalbim ve ruhuyla seviyorum” dedi.
Şaşkına dönmüş, kafam karma karışık olmuş bir şey diyememiştim. Kalbim onun sözlerine ortak duygularla atıyordu. Ben de onu tüm kalbimde seviyordum. Dürüst olmak gerekirse onu kaybettiğimi düşünmüştüm. Ben de onu yanaklarını yakalayıp kendime çektim ve “ben de seni seviyorum hayatım” deyip öptüm.
O kadar uzun öpüşmüştük ki, Metinin nazik sesi bizi dünyaya geri döndürdü, “tamam çocuklar, buradaki işimizin bittiği anlaşılıyor, hadi büroya dönüp raporumuzu yazalım” dedi. Sonra giyinmeye başladılar, Suzan Metine sarılıp öptü; ama dudaklarından değil iki yanağından öptü ve “teşekkür ederim” dedi. Metin “önemli değil” diye gülümsedi ve “raporu ve faturayı haftaya size gönderirim” diye sürdürdü.
Sonra elimi sıkıp evden ayrılacakken aklıma geldi ve “ilk gece gelen delikanlının sizinle bir ilgisi var mıydı?” diye sordum. Neşeye gülümseyerek “bizim araştırma ekibimizden biriydi. Kendisi biraz utangaç bir delikanlıdır ama sanırım utangaçlığını atlatmıştım şimdi. Belki o gece duygusuzca karını sikebilirdi ama karın onun için çok fazla bir kadın, haddinden fazla ateşli gelirdi.
İkimiz de güldük, sonra “ya Ayhan Bey?” diye sordum.
“O…” dedi ve duraksadı, sonra yavaşça gülerek “o buradaki herkes için tam bir baş belası olabilir ama şimdi pek aldırmıyorum. Zira çok çekingen, utangaç ve içine kapanık birisi, size bir daha sorun olacağını pek sanmam” dedi.
Uzun saçlı adam elimi tutup sertçe sıktı ve “çok güzel be harika bir karın var, onunla çalışmak bir zevkti” dedi.
“Teşekkürler, öyledir…” diye yanıt verdim.
Kel adam da sırıtacak elimi sıktı ve yarı şaka “çok şanslı bir adammışsın, ben genellikle hastaları sikerdim ve senin de harika bir götün var… İstersen…” diye söyledi. Ben cümlesine tamamlamasına fırsat vermeden elini sıkıp “eee sağol, pek sanmam” dedim.
İki adam ardından da Metin kapıya yönelmişti ki, Suzan adamı çekip yeniden sarıldı ve “çok teşekkür ederim, bunun benim için ne anlama geldiğini bilemezsin” dedi.
Metin “sanırım senin seksi bir kadın olmadan dolayı aklıma kötü şeyler gelebilir, sen şimdi benimle oyalanma, ilgini bekleyen taş gibi bir sik var” dedi ve Suzan’ı yanaklarından öpüp çıktı. Suzan kapıyı kapatınca bir süre eli kapıda bekledi. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Muhteşem biçimli vücudu yandaki pencereden yansıyordu. Ne şanslı bir adam olduğumu düşünmeden edemedim.
Sonra aniden ellerine birbirine vurarak ve yüz bir çığlık atarak bana doğru koştu ve şehvetler dudaklarımı yumuldu. Sonra arkasını bana dönüp dizleri üstüne çöküp başını halıya doğru bastırdı götünü iyice bana doğru çıkarıp iki eliyle göt yanaklarını ayırıp “benim için bir iyilik yap, hadi sert bir şekilde görümden sik beni, anladım k sıcak koca bir sikin götümü tokmaklaması çok hoş duygular veriyormuş” dedi.
Aşağıya Suzan’ın götüne baktığımda kızarmış göt deliğinden hala son sikişinden arta kalan spermlerin sızdığını gördüm. Amı parlak kırmızı ve şişkindi ve kalçaları oynadıkça amından dışarıya sperm sızıyordu. Bu görüntüye nasıl tepkiniz kalabilirdim. Sandalyemi ileri doğru itip, boğumlu kaba sikimi götüne doğru yaklaştırdım. Sıcak götüne bastırdıkça, sikimin göt deliğinin üzerinde kayma hissi “aman Allahım!” diye inlememe neden olmuştu.
Suzan “götümü sik Cemil, lütfen götümü sik!” diye yalvarmaya başlamıştı, ne yapabilirimdim? Ben de kalçalarından sıkıca yakalayıp, hızla ve sertçe götüne sokup tokmaklaması başladım. Suzan halıya sıkıca yapışmış ve adımı seslenerek, onu adi karımı götünden acımadan sikmem ve pataklamam için yalvarıyordu.
Ben onu götünden sikerken iki kez boşalmıştı. Ardından ben de göt deliğine boşaldım. Sonra boğumlu sikimi yeniden sertleşene kadar emdi.
Bizim kaçırdığımız ve doktorun yeniden bizim önümüzü açtığı o kadar çok şey vardı ki: neredeyse biz bir hafta uyumadık. Benim yaşlı aletim acı ve yara içinde kalmıştı, ancak Suzan onun hiç dinlenmesine izin vermedi. Korkarım bir daha asla sertleşmeyecekti (!) Adeta onun ağzının içinde hissederek uyanıyor, onun ağzındayken uyuyordum. Suzan’ın bir gece bütün spermlerimin emin bitirdiğini itiraf ettiği gece yaşadığım en muhteşem seksi.
Bir hafta kadar sonra doktorun raporu geldi. Rapor çok kalın ve çok detaylıydı. On altı sayfa boyunca Suzan’ın hangi deliğine kim sikini soktu detaylı şekilde anlatıyordu. Raporun sonunda da 20 bin liralık bir fatura vardı. Vay vay ne de zor iş yapmıştı bu adamlar (!) Karımı hem aşağılamalar hem de durmadan silmişler, üstüne de fahişe ücret alıyorlardı. Kendi kendime güldüm; ama yaptıkları tedavi nedeniyle her kuruşunu hak etmişlerdi.
Metin ile görüşmeye devam etmiş, arkadaşlığımızı ilerletmiştik. Birlikte bir yerlere gidiyor, arkadaş toplantılarına bizi de çağırıyordu. Ama Allah için bir daha Suzan’a ne kötü gözle baktı ne de etrafında uygunsuz bir harekette ve imada bulundu. Gerçek bir centilmendi ve benim evliliğimi kurtardığı için bir numaralı adamım olmuştu.