Her kadına nasip olmasını dilerim

Sosya medyada paylaş:

Merhaba ben Sema. Eşim Tayfun ile evlenmeden önce aynı iş yerinde çalışıyorduk. Kısa süre içinde birbirimize ısındık ve samimi olduk. İş çıkışı yemeğe sinemaya eğlenceye gitmek nerdeyse rutin hale gelmişti. Bir süre sonra da ilişkimiz ciddiye bindi ve evlendik. Ben hem sarışın mavi gözlü hem de biraz flörtüz karakterim nedeniyle ortaokuldan beri erkeklerin ilgisinin üzerimde olmasına alışkındım. Ama işin gerçeği şu ki gösterip de vermeyen cinslerdendim. Bir iki sevgilimle yatağa kadar gitmiş ama kilodumu çıkarmalarına izin vermemiştim. Çocukça sürtüşmeleri bilirsiniz. Bunun ilerisi hiç olmamıştı. Kısacası evlendiğimizde bakireydim. Eşim bakire olduğumu öğrendiğinde çok şaşırdı. Ben de onun şaşırmasına şaşırdım. Neden böyle düşündüğünü sordum. Ne bileyim etrafın hayranlarınla doluydu ve sen nerdeyse herkese kırıtıyordun. En azından birkaç hayranınla beraber olmuşsundur diye düşünmüştüm dedi.

Tayfun evlilik, sadakat, kıskançlık gibi konularda çok açık fikirli biriydi. Açıkçası ben bu güne kadar kendine bu kadar güvenen, rahat bir erkek görmemiştim ve olabileceğine de inanmazdım. Bana erkeklerin ağzının suyunu akıta akıta bakmalarından rahatsız olmaz, mini eteğime, dekolteme karışmaz hatta giy sana çok yakışıyor derdi. Balayımızda Antalya’da beş yıldızlı tatil köyünde bütün yabancı bayanlar üstsüz güneşleniyordu. Ne güzel hiç bikini izi olmuyor omuzlarında diye onlara imreniyordum ama üstümü çıkarmaya cesaretim yoktu. Tayfun istersen sen de çıkarabilirsin demesine rağmen çıkarmadım. Yetişme tarzı işte. İstiyordum ama çıkaramıyordum. İçimde bir şey beni engelliyordu. Sonunda Tayfun nerdeyse zorla üstümü çıkardı. Ama huzursuzdum. Yüzüme büyük hasır şapkayı kapadım. Ve öyle güneşlenmeye devam ettim. Ancak bir iki gün sonra durumu kanıksadım ve plajda üstsüz bir şekilde salına salına dolaşmaya başladım. İçecek bir şey almak için bara gittiğimde bardaki erkeklerin göğüslerime ağızlarının sulanarak bakmaları enikonu hoşuma gitmeye başlamıştı. Ve hayatımın geri kalanında bir daha bikini üstümü giymedim.

Tayfun çok disiplinli, çalışkan ve işinde başarılı bir elemandı. Kısa süre içinde yükselmeye başladı ve bir başka firmadan çok dolgun maaşlı teklif gelince oraya geçti. Artık farklı işyerlerindeydik ama benim işyerim Tayfun’un eski iş yeri olduğu için herkesi tanıyordu ve genelde ortak arkadaşlarımız ile görüşüyorduk. O sıralarda evi bizim sokakta olduğu için en sık görüştüğüm kişi Berrin idi. Bazı geceler bizde kaldığı bile olurdu.. Nişanlıydı. Nişanlısı çok yakışıklı karizmatik ve kendi işini yapan bolca para kazanan biriydi. Bir süre sonra evlendiler ve bizim sokakta oturmaya devam ettiler. Artık ailecek görüşür olmuştuk.

Tayfun yeni işinde çok sık yurt dışına iş seyahatine gider olmuştu. Gene bu seyahatlerinden birinde akşam üstü kapı çaldı. Gelen Berrin’in eşi Mustafa idi. Birbirimize çat kapı gidip gelen kişiler olduğumuz için gayet doğallıkla içeri buyur ettim. Tayfun’u sordu. Seyahatte dedim. Aaa desene ikimiz de yalnız kaldık. Berrin de annesine geçti bu gece orda kalacak dedi. Bir şişe şampanya açtık. Kir şurubu ile Kir Royale yaptım. İçip sohpete başladık. Şampanya ikimizin de dilini çözmüştü. Konudan konuya atlıyor sohbet derinleştikçe derinleşiyordu. Bir ara ikimiz de sustuk. Derin bir sessizlik oldu. Gözgöze geldiğimizde hiç beklemediğim bir şekilde Mustafa uzanıp dudaklarımdan öpmeye başladı. Donup kalmıştım. Hararetle öpüyordu. Karşılık vermiyordum ama elimle de itmemiştim. Adeta taş kesilmiştim. Benim tepki vermemem Mustafayı cesaretlendirmiş olmalı ki bir eliyle başımı tutup dudaklarına daha fazla bastırmaya başladı. Ben gayri ihtiyari öpücüğüne cevap vermeye başladım. Ve Mustafa daha da ateşlendi. Nefes nefese öpüşüyorduk ve Mustafanın elleri sırtımda boynumda kalçalarımda dolaşıyordu. Güçlü kollarıyla beni iyice kendisine çekmişti. Zor nefes alıyordum.

Pantolonunun önündeki sertliği hissediyordum. Sırılsıklam olmuştum. Öyle ki sıvılarım bacaklarımın arasından sızmaya başlamıştı. Bir ara elini bluzumdan sokup göğüslerime ulaşınca kendime geldim. Ve elini tutup dur yapma dedim ve hafifçe ittim. Durdu. Gözlerimin içine bakmaya başladı. Utandım. Hadi bırak elimi diye fısıldadı. Hayır olmaz diye direniyordum. Elini eteğimin altından sokup oraya uzandı. Elini tutup engel olmaya çalıştım ama ıslaklığa dokunmasına engel olamadım. Bak sen de çok istiyorsun dedi. Ben kendimi kasmış olmaz diye diretiyordum. Ama giderek direncimin azalmaya başladığının da farkındaydım. Öylece bir süre hareketsiz kaldık. Yavaş yavaş saçlarımı okşuyor ve beni ikna etmeye çalışıyordu. Başım dönüyordu. Nefeslerimiz düzelmiş biraz sakinleşmiştik ki aniden tekrar dudaklarıma yapıştı. Bu kez onu zapt edemiyordum. Tüm direnmelerime rağmen bluzumu çıkarmıştı bile. Ve eli artık bacak aramdaydı ve dizlerim titremekten beni taşıyamaz olmuştu. Son direncim de kırılınca kollarına yığılıp kaldım. Mustafa da bu anı bekliyor olmalıymış ki beni kucakladığı gibi yatağa götürdü ve sevişmeye başladık. Bir çırpıda hem beni soymuş hem de kendini soymuştu. Çırılçıplaktık.

Hem çok istiyor hem hala güçsüzce direniyordum. Bacaklarımı açıp dimdik aletini orama dayayınca kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. Bacaklarımı öyle büyük bir güçle kasıyordum ki daha fazla ilerleyemiyordu. Bir süre sonra direncim kalmadı ve bacaklarım gevşedi. Ve gevşemesiyle birlikte içime taa dibine kadar giriverdi ve o anda zevkten kocaman bir çığlık attım. Komşular kesin duymuştur. Sonrasında artık olayın akışına kaptırmıştım. İkimiz de çığlık çığlığa orgazm olduğumuzda yatağa yığıldık. Artık beynim uyuşmuş gibiydi. O gece sabaha kadar defalarca seviştik. Ve gün doğarken gitti Mustafa. Neyse ki hafta sonuydu ve erken kalkmam gerekmiyordu. Öylece öğlene kadar uyumuşum. Uyanıp kendime geldiğimde hala şaşkındım. Aklım başıma gelmeye başlamıştı. Telaşla yataktan fırladım. Akşama seyahatten eşim gelecekti. Yatak odası salon her şey darmadağınıktı. En fenası benim aklım, ruhum, düşüncelerim, duygularım darmadağınıktı. Telaşla işe giriştim. Her yeri delicesine temizleyip toplamaya başladım. Tüm çarşafları giysileri ne varsa çamaşır makinesine attım. Tüm delilleri yok etmeye çalışıyordum. Sonra duşa girip kendimi defalarca keseledim. Giyinip kuşanıp eşimi beklemeye başladım. Eşim her zamanki gibi seyahatten bana bir dolu hediyelerle gelmişti. Onu çok seviyordum ve yaptığımdan çok pişmandım.

Bu gerginlikle olacak Berrin ile sudan bir sebeple tartıştık ve küstük. Belki içgüdüsel olarak bir tedbir almıştım bilmiyorum. Küslük nedeniyle artık görüşmez olmuştuk. Tayfun o yılki ikramiyesini alınca kendimize bir ev aldık ve oraya taşındık. Birkaç ay sonra ilk çocuğuma hamile kaldım ve işten ayrıldım. Doğumdan sonra Tayfun işe dönmene gerek yok benim kazancım yetiyor ama karar senin deyince ne yalan söyleyim işe dönesim yoktu ve kabul ettim. Artık çocuğumun annesi ve ev kadını olmuştum. Tayfun iyi kazanıyor bana ve çocuğuna gözünün içi gibi bakıyordu. Hediyelerle şımartıyordu. Her şey o kadar harikaydı ki.

Bir gün yatakta bana etrafında sana hayran o kadar erkek var, hiç içinden biri ile beraber olmak isteği geçmedi mi? Diye sorunca sarsıldım. Yoksa o 3 yıl önce yaşadığım şeyi mi öğrenmişti ve ağzımı arıyordu. Şiddetle hayır dedim. Bu soru beni çok tedirgin etmişti. Konu ne zaman açılsa suçluluk kompleksi içinde eşimi tersliyor ve konuyu kapattırıyordum. Zamanla kuşkularımın yersiz olduğunu anladım. Tayfun yatakta sevişirken bu konuyu açıyor benim başka erkeklerle sevişmemi hayal ettiğini söylüyordu. Artık sesimi çıkarmaz olmuştum ama hiç de ikna olmuş görünmüyordum. Aslında benim de hoşuma gidiyordu ama fantezi olarak tamam da iş gerçeğe dökülünce her şey değişir diyordum içimden.

Düzenli olarak gittiğim kapalı yüzme havuzundaki masör çocuk işinin ehli biriydi. Parmakları adeta büyülü gibiydi. Kısa sürede gerginliği alıyor gevşetebiliyordu. O gün gene yüzdükten sonra masaja geçtiğimde aklımda bir gece önceki Tayfunla olan fantezi dolu ateşli sevişmemiz vardı. Masaj sehpasında mayışmış bir şekilde bunları düşünürken masör her zamanki gibi maharetli elleriyle beni daha da mayıştırıyordu. Kendimi adeta ellerine teslim etmiştim. Elleri hassas yerlerime yaklaştığında ürperiyordum ve eminim bu masörün dikkatinden kaçmıyordu. Ben de kendimi koyuvermiş sıkmıyordum. Bu durum masöre cesaret vermiş olmalı ki daha cüretkar olmaya başladı. Gene hiçbir tepki vermedim ama elleri vücudumun o bölgelerine yaklaştığında zevk ile titriyordu. Ve ben de buna engel olmaya kalkmıyordum. Sonunda masör aleni bir şekilde beni okşamaya bacaklarımın arasındaki ıslaklığı ellemeye başladı. Soluğumu tutmuş hiç sesimi çıkarmıyordum ama maharetli parmakları klitorisimde dolaştıkça sehpada zevk içinde kıvranıyordum.

Bir süre böyle devam etti. Ve ben elimi uzatıp masörün önündeki sertliği avuçlayınca bunu bir işaret olarak algılayıp bir hamlede üstüme çıktı ve içime girdi. Soluğumu çok tutmama rağmen zevk iniltisi çıkarmama engel olamadım. Dışarıdakiler kesin duymuştur. Ama o an umurumda değildi. Hızla ve hırsa beni beceriyordu. Çok kısa süre içinde ikimiz de nefes nefese boşaldık. Ben masöre dönüp hadi git yoksa basılacağız dedim ve kendimi duşa attım. Bu olanlardan Tayfun’a hiç bahsetmedim. Bir bahaneyle havuzu bıraktım. Bu durumun bir alışkanlık haline gelmesini istemiyordum. Kocamı ailemi çok seviyorum.. Ve yaptıklarıma kendim bile inanamıyordum. Bir daha böyle şeyler yapmamaya yemin ettim.

Tayfun nerdeyse her sevişmemizde fantezisini anlatıyor ateşli saatler geçiriyorduk. Ama zaman içinde yeminimi tutamadım ve benzeri şeyler bir iki erkek ile daha oldu. Zaman zaman masörle de buluşuyordum. En azından onun bir tehlike yaratmayacağını düşünüyordum belki de. Ama bunların hiçbirinden eşime söz etmedim. Tayfun’un fantezimizi gerçekleştirelim ısrarlarına hayır diyor fantezi olarak kalsın diyordum. 7 yıl böyle geçti…

Bir gün Tayfun’un okuldan en iyi arkadaşı bizim şehrimize bir iş görüşmesi için gelecekti. Hiç tanımıyordum ama Tayfun hep bahsederdi. İçtikleri su ayrı gitmezmiş. Gençliklerinde her şeyi paylaşmışlar. En yakın arkadaşıydı. Kötü giden bir evliliği olmuş 1 sene önce boşanmıştı. Eğer anlaşabilirse işini değiştirecek bizim şehrimize taşınacak ve yeni bir hayat kuracaktı.

Eşim bana çok güzel ve seksi olmamı söylediğinde şaşırmadım. Arkadaşına ne kadar harika bir kadınla evlendiğini göstermek istiyordu. Hava alanında karşıladığımızda arkadaşı Melih’in gözlerinden beni çok beğendiği belli oluyordu. Zaten flörtçü bir yapım var. Güle eğlene eve geldik. Dışarı yemeğe çıkacağımıza evde sohbet edelim dendi. Bir şampanya açtım. İçmeye başladık. İki arkadaş yıllardır görüşmedikleri için hararetle eski günlere dalmışlardı. Bardaklar birbiri ardına boşaldıkça hepimiz çakır keyif olmuştuk. Artık Melih göğüslerime bacaklarıma hayran bakışlarını kaçıramıyordu. Onun bu hali beni de gaza getirmişti ve ona güzel frikikler veriyordum. İkinci şişeyi açtığımda aslında çoktan sarhoş olmuştuk. Bir ara kanepede Tayfun hem beni okşuyor hem de bana olan aşkını ballandıra ballandıra Melih’e anlatıyordu. Melih ise gözleri adeta fix olmuş şekilde bizi hiç konuşmadan dinliyor Tayfun’un vücudumda dolaşan elini takip ediyordu. Hem içki hem de havadaki erotizm başımı döndürüyordu. Bu arada eşim göğüslerime kolay ulaşabilmek için bluzumun bir iki düğmesini açmıştı. Hiç engel olmadım.

Nefesini tutmuş bizi izleyen Melih’e bacaklarımı hafifçe açıp daha fazlasını görmesine imkan tanıyordum. Sonunda Melih “ yahu arkadaşlar etmeyin, ben 1 yıldır bekarım aylardır elime kadın eli değmedi, işkence etmeyin” dedi gülerek. Eşim de ona dönüp, “ o halde niye öyle uzakta duruyorsun gel sen de katıl” deyince sanki bunu bekliyormuş gibi yerinden ok gibi fırlayıp diğer yanıma oturdu ve ben daha şaşkınlığımı üzerimden atamadan ikisi birden beni öpmeye okşamaya başladılar. Hiçbir direnç göstermedim. Kendimi eşimin ve arkadaşının kollarına bıraktım. Sabaha kadar seviştik. Ve öylece uyuyakaldık. Sabah bacaklarımın arasında bir dilin beni yalamasıyla uyandım. Melih idi. Daha uyku sersemi kendime gelememiştim ama sırılsıklam olmuştum bile. Ve üstüme çıkıp beni becermeye başlayınca yanımda yatan eşim de uyandı. Üçümüz de sevişmeye doyamıyorduk adeta. Bizde kaldığı o hafta sonu yataktan hiç çıkmadık. Ertesi ay Melih işe başlayınca kendine ev bulana kadar bizde kalmasına karar verdik. Ve 3 ay nerdeyse her gece sex yapıyorduk. Evde iki erkeğin varlığına o kadar alışmıştım ki Melih ev bulup taşınınca adeta bir boşluk hissettim ama gene de haftanın en az 1-2 günü görüşüyorduk. Tayfun iş gezisine gittiğinde Melih bizde kalıyordu. Ve 2 yıl böyle yaşadık. Daha sonra Melih’i şirketi yurt dışına tayin edince görüşemez olduk.

Melih den sonra bir sürü erkek oldu. Artık eşimden gizli saklı da yapmama gerek kalmadığı için gayet rahattım. Ama bunca yıl içinde şu sonuca vardım ki, bir gecelik ilişkilerin heyecanı her zaman çok güzel ama Melih gibi düzenli görüştüğüm erkekler olmasını tercih ettim her zaman. Sanıyorum ben doğuştan tek eşliyim. Ve her zaman ne kadar şanslı bir kadın olduğumu düşünürüm. Birbirinden harika 2 çocuğum, deliler gibi sevdiğim ve bana gözünün bebeği gibi bakan bir eş.